Yaklaşık 40 yıldır kalite yönetimi ile ilgileniyorum. Tıbbi laboratuvarlarda kalite, eğitimde kalite, hizmette kalite, araştırmada kalite, üründe kalite, vb. yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde…
Bu nedenle, dünyadaki ve Türkiye’deki uygulamaları çok iyi değerlendirebildiğimi düşünüyorum.
Kalite sistem şartlarının Türkiye’de özel sektörde gelişmiş olmasına karşın kamu sektöründe henüz yerleşmemiş olduğu söylenebilir.
ISO 9001 Standardına göre hazırlanmanın çok yarar sağladığı gerçeğini inkâr edemeyiz. Ancak bu Standarda göre hazırlanmak, o kurum veya kuruluşta kalite kültürünün yerleştiğini göstermiyor, maalesef…
Kalite kültürü tutum ve davranışta gözlenir. Standarda göre hazırlanırken, kalite kültürünün yerleştirilmesi de hedeflenmeli. Bunun için herkesin katılımı sağlanmalı. Kalite yönetimi ilkeleri incelenerek o toplulukta kalite kültürü var mıdır? Sorusu yanıtlanabilir:
- Toplum vizyon, misyon ve sonuçları değerlendirerek mi yolunda yürüyor?
- Toplum sisteme dayalı bir şekilde mi yönetiliyor?
- Toplumun başındaki lider toplumu mu düşünüyor? Demokratik liderlik özelliklerini taşıyor mu? Dolayısıyla toplumda konu liderleri belirli mi? Bu konu liderleri kendi alanlarında iyileştirme ve gelişim sağlayabiliyorlar mı? Böyle ise o toplumda liderlik anlayışı yaygındır deniyor. Ancak tek kişi karar veriyorsa o zaman liderlik bulunmamakta deniyor.
- Toplumda her bireyin gelişimi için çaba sarf ediliyor mu? Özellikle eğitim ve öğretim dünya vatandaşı olacak şekilde tasarlanıyor ve yürütülüyor mu?
- Kararlar gerçeklere dayalı mı veriliyor? Kararlar ya saptanmış bir problemi çözümü için verilir. Ya da dünyadaki gelişmelere ayak uydurmak için verilir. Karar verilecek konu ve sebepleri açık ve net bilinmez ve tanımlanmazsa o toplumda kalite kültüründen bahsedilemez (“Ben karar veririm, olur.” Yaklaşımı gibi uygulamalar).
- Vizyon ve misyona uyan kararları çoğunlukla üst yönetim verir. Ancak en uçta çalışanlar bunları bilmezse, vizyon ve misyonu etkileyen günlük işler vizyon ve misyona erişmekte yararlı olamaz.
- Birlikte çalışmak şarttır. Farklı alanlar eşgüdüm içerisinde çalışmazsa başarıdan bahsedilemez (takım olmak bilinci, ötekileştirmemek yaklaşımı).
- Değişim için sürekli plan yapılıyor mu? Toplum; fiziksel, teknolojik, demografik ve entelektüel değişime ne kadar hazır?
- Toplumun lideri destekleyici mi? Destekleyici lider yoksa o toplumda mutluluktan bahsedilemez. Toplum mutlu değilse bütünsel başarıdan bahsedilemez.
Bu ilkelerin yerleşmiş olması o toplumda kalite kültürünün yerleştiğini gösterir. Böyle olunca o toplumdaki uygulamalar daha etkili ve verimli olur. Dolayısıyla o toplumun insanları mutlu oldukları bir ortamda yaşarlar.
Kalite kültürü yerleşince insan hakları, hukukun üstünlüğü ve etik ilkeler de sağlanmış olmuyor mu? Mutlu ve başarılı yaşam için temel şartlar bunlar değil mi?
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.