Michalengelo, Sistine Şapelinin tavan resimlerini yaparken, sırt üstü yatmaktan yorulmuş. Üstünde durduğu iskelede, biraz dinlenmek için ters dönmüş. Dönünce, bir kadının dua ettiğini görmüş. Aklına muzip bir fikir gelmiş, ‘Dur bu kadına bir şaka yapayım,’ demiş. Gürültü çıkarmadan iskelenin kuytu bir yerine geçip: “Ben İsa mesihim! Beni dinle bak sana mucizeler göstereceğim,” diye bağırmış.
Kadın, tespihini kavramış, kaşlarını çatmış ve “Kapa çeneni! Burada annenle konuşuyorum,” diye çıkışmış.
Bir Hıristiyan kadın, İsa’nın sesini duyuyor, şaşırmıyor! Çünkü o sırada meşgul! Dua ederken, şakadan da olsa bir mucize gerçekleşiyor, tanrının oğlu ona sesleniyor ama onun ilgisini çekmiyor.
Tıpkı hikâyedeki kadın gibi, insanlar kendi düşünceleriyle meşguller. Meşgul bir akıl; sadece kendi düşüncelerini besleyen, onlarla uyumlu olan şeyleri görüp duyuyor, diğerleriyle ilgilenmiyor. Kendi düşüncelerine hapsolmuş bu insanlar, sanki karanlık bir gecede kalmışlar, elindeki el fenerinin ışığı kadar bir alanı görüyor gibidirler. Hal böyle olunca gerçekliğe, yeniliğe kendilerini kapatmış olurlar.
Gerçekliğe ve yeniliğe kendini kapatanlar, eski ve sınırlı bilgileriyle meşgul olarak kendi küçük dünyalarında yaşıyorlar. Tabii buna yaşamak denirse! Bunlar resmen ömür tüketiyorlar.
Ömür tüketmektense, hayatını yaşamak isteyenler; öncelikle akıllarının düşüncelerle tutsak edildiğini fark etmelidir. Bu düşüncelerin nereden geldiğini araştırdıklarında; robot biçiminde bir insan yetiştirmek amacıyla, toplum tarafından akıllara özenle yerleştirildiğini göreceklerdir.
Kafasındaki düşüncelerin, kendini robotlaştırma projesinin ürünü olduğunu görenler, akıllarını bu düşüncelerin tutsaklığından kurtarmaya çalışacaktır. Başarabilenlerin aklı bağımsız hale gelecek; bu kez olan biteni görecek, kendince yorumlayacak, muhakeme edecek; ‘Demek bunun doğrusu böyleymiş! Meğer bu şekilde de yapılabiliyormuş!’ diyerek, kendine has düşünceler doğuracaktır. İşte o zaman sadece kendi düşünceleri ile hareket edecek, algıları açık olacak, şaşıracak, hayret edecek her an yeni bir şey keşfedecektir.
Artık hayat keşifler dünyasına dönüşmüştür. Sıra kendi içini keşfetmeye, içsel yolculuk yamaya gelecek ve kalbinden geçenleri görebilecektir. Kalbini keşfedenler yepyeni birine dönüşecektir.