Edison, bir gün çalışırken, eşi kahvaltısını getirmiş. Edison işine öylesine konsantre olmuş ki, eşinin yanına geldiğini bile fark etmemiş. Eşi bu gibi durumlara alışıkmış. Böyle zamanlarda ona seslenmenin onu çok sinirlendireceğini bildiği için, hiç bir şey söylemeden, ‘belki görünce yer,’ düşüncesiyle kahvaltı tepsisini bırakıp ayrılmış.
Çok geçmeden Edison’un bir arkadaşı gelmiş. O da Edison’un kendini işine kaptırdığını, şu anda olan bitenle hiç alakasının olmadığını görmüş. Bakmış ki, odada çayın dumanı tüten bir kahvaltı var, Edison bunu görene kadar bunlar soğuyacak, bari ben kahvaltımı edeyim,’ diyerek kahvaltıyı yemiş.
Bir süre sonra Edison işini bitirip etrafına bakındığında, arkadaşını ve boş tabakları görünce; “Kusura bakma dostum. Ben kahvaltımı bitirdim. Biraz daha erken gelseydin, birlikte kahvaltı ederdik’ demiş.
Olan biteni baştan sona izleyen eşi; “Geç kalan o değil sensin! Senin kahvaltını arkadaşın yedi. O yemeseydi zaten soğuyacaktı, sıcakken birinin yemesi iyi oldu. Sen nasıl bilim adamısın? Bu dalgınlıkla bilimle nasıl baş ediyorsun? Kahvaltını bile kimin yediğini bilmiyorsun’ demiş.
Konsantrasyon zihni bir noktaya odaklamaktır. Kendini, dünyayı, unutacak kadar, çalıştığı konuya konsantre olanlar, büyük eserlere imza atıyorlar.
Konsantrasyonla bilim yapıldığına göre, acaba zihni de kontrol etmek mümkün mü?
Bilindiği gibi mutlu olmanın bir yolu da, acıdan kaçınmaktır. Bu yoldan gitmek isteyenler; ‘Acıya sebep olan şey düşüncedir. Eğer düşüncelerimi kontrol eder, aklıma olumsuz düşüncelerin gelmesini önlersem acı çekmem, böylece mutlu mesut yaşarım’ diye hesap yaparlar.
Çok mantıklı görünen bu tez asla işe yaramayacaktır. Zihin konsantrasyonla ya da herhangi bir yöntemle kontrol altına alınamaz. Ayrıca iyi ki alınamaz. Çünkü zihin bilinç dışından, çevreden, bedenden gelen sinyallerle sürekli uyarılır. Bu sayede kişi, olası tehlikelerden anında haberdar olur ve derhal tedbir alınarak yaşamın devamı sağlanır.
Olumsuz düşüncelerden kurtulamayız ama tesirini azaltabiliriz. Önce bunların nereden geldiğine bakalım. Zihnimize musallat olan olumsuz düşüncelerin tamamı korku kaynaklıdır. Bu düşünceler, çocuklar dikkatli ve tedbirli olsun diye aileleri tarafından öğretilmiş ikinci el bilgilerdir. Eğer kişi bunu anlarsa, o düşüncelerin tesiri gün gün azalır. İşte o zaman olumsuz düşünceler kafada dolaşır ama kişi onlardan etkilenmez.