Son zamanlarda eğitimler ve çeşitli ortamlardaki konuşmalar sırasında küçükken okuduğum kitaplardaki bazı sözler ve deyişler ilginç bir şekilde aklımdan geçiyor.
İnternet’te yayımlanan önemli düşünür ve stratejistlerin konuşmalarını dinliyorum.
Kendi alanımdaki gelişmeleri okuyor ve videolarını dinliyorum.
Kalite yönetimi alanındaki gelişmeleri ise hiç kaçırmıyorum.
Hangisini dinlesem veya okusam ülkemde yıllardır gözlemlediğim uygulamaları değerlendiriyorum. Rol model olacak pozisyondakilerin düşüncelerini gözden geçiriyorum. Artık hayretler içinde değilim. Çünkü genel olarak hizmet toplulukları ve aileler de dahil bazı ortak noktaların değişmediği kanıtlarıyla ortada.
Bu gözlemlerim ve değerlendirmelerim sonucunda aklımdan geçen deyiş ve tekerlemeleri paylaşmak istedim.
“Sen seni bil sen seni
Sen seni bil sen seni,
Sen seni bilmez isen
Patlatırlar enseni.” Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin (yazar).
“Karanlığın zaferi için tek koşul aydınlığın hiçbir şey yapmamasıdır.” Edmund Burke (yazar, politika teorisyeni, filozof).
“Türk, öğün, çalış, güven” Mustafa Kemal Atatürk (Asrın tüm liderlik özelliklerin taşıyan liderimiz).
Bu söz şu anlama geliyor
“Türk, aklını kullan, çalış, güven”.
(“ö-“ fiili Türkçe’de ilk yazılı metinlerde “düşünmek” anlamında kullanılıyormuş. İnternet’te taratabilirsiniz. Bilimsel yayınlar var. Atatürk “öğün” derken “övün” değil “düşün, aklını kullan” demiş.)
“Kalite yöneticinin işi değildir” diyenler var. Kalite yönetim sistemi şartlarıyla ilgili gelişmeler izlenirse bu ifadenin yerinde olmadığı anlaşılır.
Biliyorsunuz, Uluslararası Standardizasyon Kuruluşu (International Organization for Standardization-ISO) bağımsız bir sivil toplum örgütüdür. 163 ulusal standartlar kuruluşunun üyelikleri vardır. Türkiye Türk Standartları Enstitüsü (TSE) olarak görüş bildiren üyedir.
ISO, üye ülkelerdeki gönüllülük esasıyla yer alan uzmanlarıyla standartlar geliştirir. Bu standartlar küresel zorluklara çözüm sağlayacak şekilde uzlaşılarak çıkarılır. Uzun bir aşaması vardır (Tıbbi laboratuvar akreditasyon standardı oluşturulurken görüş bildiren, gönüllü uzman olarak görev aldığım için aşamalar hakkında bilgim bulunmakta).
Bu bağlamda ISO Standartlarının mutlaka öğrenilmesi gerektiğini savunanlardım. “Dili ağır anlaşılmıyor.” Diyenlere de söylenecek bazı sözler var ancak, Atamızın deyişi ve diğerleri aklıma geliyor.
“ISO 9001:2015 Kalite Yönetimi Sistemleri Şartları” Standardı artık kalite temsilcisi şartını kaldırdı. Çünkü görüldü ki “kalite ile ilgili her şeyi kalite temsilcisi yapar” yaklaşımının yaygınlaşmasının sakıncaları var. Kalite yönetiminin temel ilkesi, yapılması taahhüt edilen işlerin zamanında ve doğru olarak yapılmasıdır. Bir organizasyonda, bunlardan kim sorumlu olabilir? Kalite temsilcisi mi organizasyonun yönetici ve ara yöneticileri mi?
Organizasyonun yöneticisi işleri yapacak olanları bilgili ve yetkin olarak seçmezse ne olur? Personeli işe almaktan kalite temsilcisi mi sorumludur?
“Biz uğraşmayalım, ne yapılacaksa liste hazırlayın bize verin, biz yapalım.” Diyenler var. Atatürk’ün deyişi nasıl aklınıza gelmesin?
Değerli anne babalar, küçük çocuklarınızın eğitimine dikkatli yaklaşınız. Gelecek, Atatürk’ün vurguladığı gibi aklını kullanmayı öğrenen bireylerin.
Öğrenilmesini sağlayan çok yol var. Sadece eğitim-öğretim sistemine bırakmayın.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.
