NASIL BİR DÜNYA İSTERSİN

Hüseyin Güdücü

17-01-2019
Bize yazmak için tıklayınız.

            Büyük bir tekstil fabrikanın sahibi olan iş adamı ölmüş. Cennete gitmiş, orada rahmetli iş ortağını görünce sevinmiş. Hemen yanına gidip, “Sevgili ortağım nasılsın?” diye sormuş. Ortağı, “çok mutsuzum,” demiş. Aldığı cevaba şaşıran adam, “Nasıl olur? Cennette mutsuzluk mümkün müdür?” diye sormuş. Ortak, “Bak dostum bana fırsat verseler eski yaşamıma ve işime geri dönerdim,” demiş.

            Duyduklarına inanmakta güçlük çeken adam, ‘Bizim ortak biraz garip, cennette mutsuzluk olacak iş değil,’ diye düşünmüş. Fakat çok geçmeden kendisi de mutsuzluk yaşamaya başlayınca; ‘Galiba benim ortak haklıymış,’ demeye başlamış. Sonra, ortağına gidip, “Gel birlikte aynı fabrikayı cennette kuralım,” demiş.

            Bu yakıştırma hikayeye bakarsanız, insanlar kendi yarattıkları dünyayı cennete tercih ediyorlar.

            Hepimiz öyle değil miyiz aslında? Hepimiz kendi dünyamızı yaratmıyor muyuz? 

            Herkes aklına uygun yaşadığına göre, herkes aklının erdiği dünyayı yaratmış oluyor. Şöyle ki; akıl bir değerlendirme yaparak, insanları; iyi, kötü, kafa dengi, hatırımı sayar,  nankör, cimri, sahtekar, bencil, vb. diye yargılıyor. Yaşadığı yörenin, iklimini, bitki yapısını, rakımını, diğer bölgelere uzaklığını değerlendirip iyi veya kötü diye yorum yapıyor. Eşini, çocuklarını, akrabalarını, yakın çevresini değerlendiriyor, başkalarıyla kıyaslıyor, onlardan memnun oluyor ya da olmuyor.

            Neticede, kendi aklına göre, etrafında olup bitenleri yargılayarak, etrafında iyiler ve kötüler olan bir dünya yaratmış oluyor. Sonra genel değerlendirme yapıyor. Eğer etrafında kötüler fazlaysa, mevcut durumundan hoşnut olmuyor. Bunun nedenini kendinde değil, dış dünyada görüyor. Oysa dış dünya dediği, kendi yargıları ve yorumundan başka bir şey değil.

            Hoşnutsuzluğunun nedenini, dış dünya sananlar, hoşnut olmak için dış dünyayı değiştirmeye çalışıyorlar. Kabahati eşinde bulan eşini, çevresinde bulan, memleketini değiştiriyor. Bu değişikliklerle ne yazık ki istedikleri sonucu elde edemiyorlar. Çünkü aynı akıl, aynı dünyayı yeniden yaratıyor.

            Dünyasını değiştirmek isteyen aklını değiştirmelidir. Olanı olduğu gibi kabul eden, insanlara ‘o öyledir,’ diyebilenler için, iyi ya da kötü olmaz.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları