7 Aralık 2024 Cumartesi

YAŞAMA SANATI

Hüseyin Güdücü

03-01-2019
Bize yazmak için tıklayınız.

            Bir grup batılı, kendi araçları ile Hindistan’a gezmeye gitmişler. Planladıkları gibi gezerlerken, büyük bir şehirde, görkemli bir manavın önünde durmuşlar. Bildikleri meyvelerden almışlar ve daha önce hiç görmedikleri Hindistan cevizine gözleri takılmış. Onun ne olduğunu bilememişler. Manava, “Bunu bize tavsiye eder misin?” diye sormuşlar. Manav, “Bunlar Hindistan cevizidir, en iyileridir ve daha iyisini bulamazsınız. Ülkenin ileri gelenleri bile bizden alırlar,” demiş. Gezginler tavsiye üzerine, Hindistan cevizi almışlar.

Aldıkları meyveleri yiyebilecekleri bir alana gelince durmuşlar. Bildikleri meyveleri yemişler, sıra Hindistan cevizine gelince, bu tanımadıkları meyveyi, diğerleri gibi ısırarak yemeye kalkışmışlar. Sert kabuğu ağızlarını acıttığı gibi, tadı da tuhafmış. Hiç hoşlarına gitmemiş. ‘Bu meyveler yenecek bir şeye benzemiyor. Bu insanlar böyle bir meyveyi neden yerler acaba? Manavın dediğine göre ülkenin ileri gelenleri bile bunları yiyormuş! Galiba bunların tümü aptal,’  deyip, hepsini atmışlar.

            Şimdi bu insanların bilgisine bakarsanız; Hindistan cevizi yenmez. Bu bilgiye inanıp bu meyve yenmez mi, demeli, yoksa ‘acaba?’ deyip, araştırmalı mı?

            Araştırmadan inananlar, Hindistan cevizinin nasıl yeneceğini bilmeyen, dışındaki sert kabuğunu ısırmaya çalışan insanların yorumlarını doğru kabul etmiş olurlar. Yani yanış bilgiyi doğru kabul etmiş ve buna göre davranmış olurlar.

            Yanış bilgiyi doğru kabul edenler; yaşam hakkında;  ‘Bu hayat çekilmez. Başarı şanstır. Bir kere yazım kara yazılmış, değiştirmek imkansızdır. Şu memlekette doğmuş olsam başka türlü olurdu. Keşke zamanında şunu yapsaydım, o zaman durumum çok farklı olurdu. Ülkemiz iyi yönetilseydi mutlu olurdum,’ vb. gibi yorumlar yapıyorlar. Bu yorumlar yanlış bilgilerin eseri. Ne yazık ki bu yanlış bilgileri, kerli ferli insanlar söyleyip pek çok insanı inandırıyor. Bunların yorumlarına bakarsanız, hayat bazı insanlara karşı! Sanki hayat, sıkıntı çekmesi gereken insanları seçiyor!

            Şimdi böyle düşünenlere sormak lazım; yaşam bir canlıya, bir insana karşı olabilir mi? Yaşamın, hiçbir faninin müdahale edemeyeceği evrensel bir nizamı var. Bu evrensel nizam hiçbir insana karşı olmadığı gibi, hiçbir insanın da yanında değildir. Ne birine iyilik yapar, ne birine kötülük. Hal böyleyken eğer bir sıkıntı yaşanıyorsa, bunun nedeni, kişinin mevcut bilgisiyle yaptığı yorumdan kaynaklanmaktadır.

            Yaşamak bir sanattır. Yaşam kimseye karşı değildir. Sıkıntı çekenler bilgilerini gözden geçirmelidirler. Zira yanlış bilgilere inanıp, buna göre yaşamaya çalışmak ve sıkıntı çekmemek mümkün değildir.

Hüseyin GÜDÜCÜ

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları