Alman filozof Schopenhauer, gecenin üçünde bir parkta geziniyor, düşünüyor, kendi kendine konuşuyormuş. Parkın bekçisi etrafı kolaçan ederken, kendi kendine konuşan Filozof’u görünce, galiba parkta bir deli var diye düşünmüş. Filozof’a yaklaşıp el fenerini yüzüne tutarak, otoriter bir sesle; “Hey! Sen kimsin? Nerden çıktın? Niçin buradasın? Ne istiyorsun?” diye, soruları sıralamış.
Filozof kahkahalarla güldükten sonra, “Bu güne kadar bu soruları hiç kimse cevaplayamadı. ‘Sen kimsin? ’ diyorsun; ben ömrümce bu soruya cevap aramama rağmen henüz tam cevabını bulamadım. ‘Nerden çıktın?’ diyorsun; bu güne kadar hiç kimse nereden geldiğini, neden burada olduğunu söyleyemedi. Nereden geldim, neden buradayım bilemiyorum,” demiş. Bekçi, bir deliyle karşı karşıya olduğunu düşünüp, onu orada bırakıp ayrılmış.
Schopenhaur, kim olduğunu, nereden geldiğini, neden burada olduğunu bilmek için çok çalışmış, çabalamış ama yine de cevabı bulamamış. Oysa ‘Sen kimsin?’ diye kime sorarsanız sorun, hemen cevabını alırsınız.
İnsanların ‘Sen kimsin?’ sorusuna verdiği cevap; adını, milliyetini, dinini, mesleğini, yaşını, medeni durumunu vb söylemek. İyi de kişi bunların hiç birini doğarken yanında getirmedi ki! Bunlar, o kişinin, toplumun bir üyesi olduğunu gösteren ve diğerlerinden ayırt eden etiketler.
Kendini etiketleriyle tanımlayan birine; ‘Siz etiketlerden mi ibaretsiniz? Siz kendinizi etiketler mi sanıyorsunuz?’ diye sorsak, ne cevap alırız. Sanırım verecek bir cevap bulmakta güçlük çeker ama gerçek bu! Ne yazık ki; bizler kendimizi, bize verilen etiketler sanıyoruz.
Toplum bir düzen sağlayabilmek için insanları etiketliyor. Bu sayede toplu yaşam mümkün oluyor. Eyvallah! Lakin gel gelelim, toplumun verdiği etiketin insanı olmak, buna göre yaşamak, hayatı bundan ibaret sanmak, dar kalıba sığma çabasıdır. Bu çaba, hiçbir şekilde tatmin edici bir sonuca ulaşamıyor, ulaşamaz.
Kendini etiketlerinden ibaret sananlara Allah selamet versin!
Alman filozof gibi; insan etiketlerden ibaret değildir, bana mehel görülen dar kalıba razı olmam diyenler; ‘Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum,’ gibi soruların cevaplarını bulmak için biraz derinlere dalmalıdır. Bunu yapabilenler, belki, her gün boğuşmaktan helak olduğu, günlük sıkıntıların dışına çıkabilir.
