Ülkemizde bazı kesimlerin kaliteyi halen algılayamadığı gözleniyor. Kalite uygulamalarını yük olarak görenler var. Kaliteli iş yapmayı yük olarak gören kişiler çoğunlukta ise o kurum veya kuruluşun gelişmesine olanak yoktur. Çünkü sürekli iyileştirme mantığına sahip olmayanlar gelişemezler. Özellikle her şeyin hızla değiştiği günümüzde kalite uygulamaları şart oldu.
Bakış açınız çok önemli. Resimdeki gibi ya işlerinizi kolaylaştıracak yolları örneğin, kalite uygulamalarını seçersiniz. Hızla ilerlersiniz. Ya da eski yöntemlerle yerinizde sayarsınız veya rakipleriniz geleceği yakalarken siz yavaş yavaş yol alırsınız. Gelecekte rakiplerinize de muhtaç olabilirsiniz.
Kalite uygulamalarının temelinde sürekli iyileştirmek vardır. Kalite uygulamaları geçmişten ders almayı sağlar. Bunun yanında proaktif olmayı (önceden önlem almayı) öğrettiği için geleceği öngörme alışkanlığı kazandırır. Gelecekte gelişmişlerin arasında yer alınmasını sağlar.
Ülkemizde kaliteye yaklaşımda çok farklı görüşler var. Kaliteye karşıyım diyenler var. Hatta bazı görüşler korkutucu olabiliyor. Korkutucu görüşleri olan kişilerin karar vericiler olmaması gerekiyor. Yoksa gelecekte gelişmişlerin arasında yer alınmaz. Hatta onların yönetimine girilir. Her şeyin dışarıdan kaynaklandığına inanılır. Bireyler veya toplumlar kendi uygulamalarından ders çıkaramaz.
Aynı zamanda, lütfen kaliteye “mış” gibi yaklaşanlara da çok dikkat ediniz. Bu davranışlar da zarar verir. Bunun için yapılacak en uygun davranış bilimsel temellere dayalı olarak kalitenin sağlanmasına odaklanmaktır.
Kalite, koşullara göre beklentilerin karşılanmasıdır. Örneğin, teknolojinin kullanılması günümüzde bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu şekilde sürekli iyileştirme daha kolay sağlanabilmektedir. Teknolojiden yararlanmayanların kaliteyi sağlamaları da çok zordur. Örneğin, bilişimden yararlanılmıyorsa yukarıdaki resim gibi durum yaşanır.
Günümüzde ilerlemeler çok hızlı oluyor. İnsan yaşamı çok çabuk etkileniyor. Hazırlıklı olmayanlar lodosa tutulmuş vapur gibi oluyorlar. Nereye, neye, niçin ve nasıl sarılacağını bilemiyorlar. Hızla etkileyen bu değişikliklerle başa çıkabilmek için “bilim, teknoloji, sürekli iyileştirme temelli kalite uygulamaları (süreç yaklaşımı, riskleri yönetebilmek) ve tabii ki bunları sahiplenen ve benimseyen bilgili ve yetkin insan” en önemli unsurlar arasındadır.
“İnsan” anahtar faktördür. Ancak bunun önemi de anlaşılamıyor. Geçtiğimiz hafta Denizli Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda iki konuşmacı vardı: Fütüristlerden Ufuk Tarhan ve Yenilikçi Gazeteci Ozan Onat. Çok güzel mesajlar verdiler.
Eğitimde anne ve babaların daha çok sorumluluk almasının önemini vurguladı, Ufuk Tarhan. “Anne babalar kendilerini geliştirsinler. İnternet’in sunduklarından bilinçli bir şekilde yararlanıp çocuklarını yönlendirebilsinler ve onların yaralanmalarını sağlayabilsinler.” önerilerinde bulundu. Özellikle ülkemizde çocukların yaratıcılığını yıllar ilerledikçe azaltan bir eğitim ve öğretim sistemi bulunduğu düşünülürse, çok yerinde bir öneri. Erişkinlerin de zamana uygun olarak değişmeleri gerekiyor.
Ozan Onat’ın konuşması arasında verdiği mesaj da çok önemliydi. “Karar vericilerin” öneminden bahsetti. Evet, “karar vericiler” kuruma göre üstten asta doğru farklı pozisyonlardadır. Ailede anne ve babanın, kurumlarda en üst yöneticilerin bakış açıları ve karar vermeleri o topluluğun gelişmesini yönlendirir. Bu nedenle “liderlik” kalite yönetiminde önemlidir. Liderlik varsa lider yönetici vardır. Lider özellikleri taşıyan karar vericiler konu bağlamında liderleri ön plana çıkarırlar, bu şekilde sürekli iyileştirme sağlanır.
Sürekli iyileştirme yanında yaratıcı düşünceler de desteklendiğinden o kurumda inovasyon sağlanabilir.
“Mış” gibi yapılmadıkça kalite uygulamalarının kuruma ve bireye güç verdiği, kuvvet kazandırdığı aklımızda her zaman bulunsun.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.