7 Aralık 2024 Cumartesi

KONUŞMAK SİZE İYİ GELİYOR MU?

Hüseyin Güdücü

29-11-2018
Bize yazmak için tıklayınız.

 

            M.Ö. Çin’de yaşamış olan Lao Tzu, sabahları bir arkadaşı ile yürüyüşe çıkarmış. Arkadaşı bunu gördüğünde selam verir, Lao Tzu neredeyse yarım saat geçtikten sonra selama karşılık verirmiş. Başkaca bir konuşma olmadan yürüyüşü bitirirlermiş.

            Bir sabah, arkadaşı bir misafirini yürüyüşe getirmiş. Misafir yürüyüşün başında, “Ne kadar güzel bir sabah! Ne kadar güzel bir mevsim,” diye haykırmış. Misafire karşılık vermemişler. Daha sonra hiçbir konuşma olmadan yürüyüş tamamlanmış.

Evlerine vardıklarında Lao Tzu arkadaşının kulağına; “Lütfen dostunu bir daha yürüyüşe getirme. Çok konuşkan birine benziyor. Sabahın, mevsimin güzel olduğunun herkes farkında, bunu söze dökmenin ne manası var?” demiş.

Lao Tzu sessizliği tercih ediyormuş. Ancak çoğu insan konuşmayı tercih ediyor. Hem de ne konuşma! Sanırsın çene çalma hastalığına tutulmuşlar, sürekli önemsiz, gereksiz şeyler konuşuyorlar. Galiba konuşmak bu insanlara iyi geliyor.

Konuşmak insana neden iyi gelir?

Kimi, nasıl mağdur edildiğini, haksızlığa uğradığını, nasıl kurban olduğunu anlatmaya bayılır. Amacı, dinleyenlerden merhamet devşirmektir. Kimi, başkalarına yol göstermeye kalkar, böylece kendisinin ne kadar akıllı olduğunu göstermiş olur. Kiminin gayesi diğerinin aklını çelerek çıkar sağlamaktır. Kimi, karşı cinsi tavlamak peşindedir. Kimi, geyik muhabbetiyle gırgır geçme arayışındadır, vb. Hepsinin ortak amacı konuşup hoşça vakit geçirmek gibi görünür.

Amma ve lakin hepsinin gerçek amacı içindeki rahatsız edici duygunun üzerini örtmektir. Çünkü bir başına kaldıklarında, yani sessiz kaldıklarında, içlerinde nedenini bilemedikleri bir huzursuzluk duyanlar, bu histen süratle kurtulmak isterler. Bu histen kurtulmanın en kolay yollarından biri, konuşmaktır. Çünkü sessizlikte kişinin dikkati kendi üzerineyken, konuşma esnasında kişi dikkatini karşıya vermektedir. Yani konuşmak, dikkatini kendi üzerinden itina ile kaçırmaktır. Böylece içindeki huzursuz edici duyguyu, konuşma süresince unutur. Bu duruma; ‘kendinden kaçmak’ deniyor.

Konuşarak ‘Kendinden kaçmak,’ yerine, sessiz kalarak dikkatini kendine verenler, önce kendi eksikliklerini, yanlışlarını görüp hayret edecek, sonra huzursuzluklarının bundan kaynaklandığını fark edecektir. Huzursuzluğunun kaynağını bulunca, başkalarını değiştirmek gibi imkânsız işlerle uğraşmaktan vazgeçip, kendini değiştirmeye yönelecektir.

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları