Zamanın Sultanı, bir dergâhı ziyarete gitmiş. Dergâhta gördükleri çok hoşuna gittiği için ziyaretlerine devam etmiş. En son ziyaretini tamamladıktan sonra, şeyhe; “Buraya yaptığım ziyaretlerden, sizden, dervişlerden etkilendim ve memnun oldum. Size destek olmak isterim, yapabileceğim ne varsa yapmaya hazırım,” demiş.
Şeyh; “Evet Sultanım benim için bir şey yapabilirsiniz, lütfen bir daha buraya gelmeyiniz,” demiş. Duyduklarıyla şoka uğrayan Sultan; “Bir hata mı işledim? Tasavvufun tüm inceliklerini bilmiyorum, sizi herhangi bir şekilde kırdımsa özür dilerim,” demiş.
Şeyh; “Hayır, hayır! Bizi hiçbir şekilde kırmadınız. Mesele sizden değil bizden kaynaklanıyor. Siz gelmeden önce dervişlerimiz, Allah için zikrediyorlardı. Şimdi zikir ve meşklerde sizi düşünüyorlar. Mesele tamamen biziz. Dervişlerim sizin buradaki varlığınızı kaldıracak manevi olgunluğa sahip değiller. İşte bu yüzden bir daha gelmemeniz bizim hayrımıza olacaktır,” demiş.
Dervişler dahi, Sultandan etkileniyorlarsa, acaba sıradan insanlar ne kadar etkilenir?
Sıfatlarının ağırlığı hep olmuştur. Bunu fark edenler, buradan iki şekilde sonuç çıkarıyorlar. Birincisi, ‘Mademki bazı sıfatların ağırlığı var, ben de ağırlığı olan bir sıfat edineyim ve bundan yararlanayım,’ diyenler. İkincisi, ‘Sıfat nasıl olur da insanın önüne geçer?’ diyenler.
Ağırlığı olan bir sıfat sahibi olmak, daha doğrusu güce erişmek, pek çok insana çok cazip geliyor. Bu cazibeye kapılanlar, bu uğurda her şeyi mubah görüyorlar. Tıpkı kendisi gibi hırsla, ihtirasla yarışan rakiplerle kıran kırana mücadele ediyorlar. Sonunda bir makama erişenler, o makamın hakkını vermekten ziyade ondan yarar elde etme yoluna bakıyorlar. Bu adamlara baktığınızda, sadece sıfatları görünüyor. Hani neredeyse, sıfatını elinden alsanız geriye bir şey kalmayacak.
Uzaktan bakınca güç gerçekten cazibeli bir şey gibi görünüyor. Ancak gücü elde edenlerin bazıları, güçlü olmanın her derde deva olmadığını, hatta insanın kendini dev aynasında görmesine neden olduğunu idrak ediyorlar. Güç zehirlenmesine uğrayanlar, kendini dev aynasında gördükleri için kendine dönüp bakamıyor. Bakamayınca kendindeki eksiklikleri göremiyor.
Güç zehirlenmesine uğramayanlar, sıfatların sanal olduğunu, iyice anlıyorlar.