Kalite kültürü insanın tutum ve davranışlarındadır. Maalesef ülkemizde henüz anlaşılmamış gibi…
Geçmişte yapılanlarla hiç ilgilenmiyoruz. Kitap alamıyoruz mazereti de geçerli değil artık. İnternet’ten her türlü bilgiye erişilebiliyor. En doğru bilgi, kaynağı iyi bilinirse elde edilebiliyor. Tabii ki bilginin kaynağı kadar tarihi de önemli. Bunu bilen kurum veya kuruluşlar ve ülkelerin yayınlarında ve dokümanlarında bilginin yayınlandığı tarih yazılıdır. Kimin tarafından yayınlandığı da mutlaka belirtilir. Bu da bilgiye tarihsel süreçte erişilmesini sağlar. Gerçekleştirilmiş olan gelişmeler kronolojik olarak anlaşılabildiği için ileriye yönelik hedefler bilgiye dayalı alınır.
Ülkemizde, geçmiş ve kanıtlanmış bilginin kullanılması durumu iyileştirmesi gereken yönlerimizden birisi. Yaklaşık 2001’den itibaren bir yapılanmanın içerisindeyim. Değişik kurum ve kuruluşlarda bu alanla ilgili toplantılarda bulundum. 17 yıldır çeşitli platformlarda uğraşılmış ve devletin bütçesinde çok büyük yer kaplamış olan bu yapılanmaların sonuçları kullanılmamakta. Geçen günlerde katıldığım toplantılarda 10 yıl önce tartışılmış olan ve karara bağlanmış olan bazı terim ve kavramlardan yeniden bahsedildi ve uzun uzun tartışıldı.
Karar verici pozisyonda olanların geçmişte netleştirilmiş olan bu bilgileri kullanmamaları çok ilginç.
İşin ilginç yönü bu kişiler konuşulan konu hakkında da derin bilgiye sahip değiller. Derin bilgi için çabada da bulunmamışlar.
Yıllara dayalı olarak saptadığım gerçek şu: Bilgi, beceri, yeterlilik ve yetkinliği tartışılabilecek bireyler uzman ünvanını alarak (kazanarak demiyorum, çünkü veriliyor onlar da alıyorlar) koltuklara oturuyor. Kendilerini geliştirmek ve öğrenmeyi öğrenmek gibi alışkanlıkları da bulunmuyor. Yabancı dili yeterli bilmiyorlar. Türkçe sözcüklerin kavramlarını da net olarak bilemiyorlar. Uzman ünvanlarıyla her şeyi biliyor olduklarını zannederek ülke için kararlar alabiliyorlar. Bu nedenlerden dolayı ilerlemek konusunda her zaman sorun yaşıyoruz.
Hâlbuki günümüzde var olabilmek, geleceği yakalayabilmek için herkesin sahip olması şart gibi görünen anahtar yeterlilikler vardır. Bunlar: 1) Anadilde iletişim, 2) Yabancı Dilde iletişim, 3. Matematik- fen ve teknolojide temel yetkinlikler, 4) Dijital yeterlilik, 5) Öğrenmeyi öğrenmek, 6) Sosyal ve yurttaşlık yeterliliği, 7) İnisiyatif almak ve girişimcilik anlayışı, 8) Kültürel bilinç ve ifade. Bu yeterlikler çok iyi anlaşılmalı.
Bu anahtar yeterliliklerin kazanılması; gençlere gelecekte başarılı olabilmeleri, yetişkinler için bilgi birikimlerini sürekli iyileştirebilmeleri, özetle kişisel gelişim ve ülke kalkınması için şart görünmektedir.
Kalite kültürünün bulunduğu kurum, kuruluş ve ülkelerde bu şartların bilinmesi ve yerine getirilmesi için neler yapılması gerektiğine karar verilir. Ardından sistematik bir şekilde uygulanır.
Ülkemizde Avrupa Birliğine uyum kapsamında çok sayıda yapılanma var. Ancak, geçmişte yapılanlardan öğrenememek, aynı zamanda güncel uygulamaları da öğrenmemek kültürü yaygın oldukça yukarıda vurgulanan sekiz temel yeterlilik ve yetkinliklerin kazanılması oldukça zorlayıcı…
O zaman, 2023 ve 2030 hedefleri için mevcut durum değerlendirilmeli. Bu da kalite yönetim sistemi araçlarıyla yapılmalı. Yoksa boşa kürek çekilebilir gibi…
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.