Bütünsel bakabilmek ve projelendirmek alışkanlık haline gelmelidir. Bir toplumda bütünsel bakabilme ve projelendirerek yol alma alışkanlığı yaygın değilse o topluluk gerçek anlamda gelişemez. Durum kurtararak yol alsa da gelişmiş şirket, okul ve ülkeler arasında yerini alamaz. Bu, her kurum ya da kuruluş için geçerlidir.
Ülkemizde henüz bu alışkanlığın yerleşememiş olduğu gözleniyor. Hatta bu gerçeğin farkında dahi olunmadığı söylenebilir. Böyle olunca da lodosa tutulmuş vapur gibi yol alınır. Bazen yukarıda bazen aşağıda…
Kalite yönetimi bütünsel bakış ve projelendirme alışkanlığının yerleşmesine yardımcı olur. Bu gerçeğe dayalı olarak kalite yönetimiyle ilgilenmekteyim.
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Şartları Standardının 2015 sürümü bütünsel bakışın yararı kanıtlanması nedeniyle süreçlerle yönetime odaklı. Bunun yanında sürekli kaliteli ürün ve hizmet üretilirken yaşanan kayıplardan dolayı zararlar gözlendiği için risk temelli düşünceye de odaklanılmasını istemekte. Dolayısıyla projelendirme alışkanlığı yoksa başarı zorlayıcı.
Kalite yönetiminin tarihçesi incelendiği zaman gerçek hayattan çıkarılan derslere göre bilimsel olarak geliştirildiği gözlenir. Toplam Kalite Yönetimi, Altı Sigma ve Yalın Altı Sigma Metodolojilerinin hepsi bütünsel bakış gerekliliğinden doğmuştur. Bu konunun da yaygın olarak net anlaşılmadığı gözleniyor.
Bütünsel bakış açısıyla yaklaşılmadığına o kadar çok örnek var ki! Ülkemizin haline bakın… Bazı alanlarda iyileştirmeler yapılıyor olsa da bu iyileştirmelerin bütün içerisindeki yeri net olarak bilinemez. Önceliklendirmelerde sorun var. Bir ülkenin ekonomisi en önemli itici güçlerdendir. Yapıldığı bahsedilen iyileştirmeler konuşulurken ekonominin bu hale gelmesi nasıl izah edilebilir? Bütünsel bakış ve projelendirmek açısından sorun var gibi değil mi?
Diğer bir örnek de Denizli yolları… Çok ayrıntıya girmeye gerek yok. Artık herkes biliyor… Neden kazılıyor? Neden bu kadar uzun sürüyor?
Reklam panolarında harıl harıl yapılanlar yazılıyor. Bir kez de Çamlık Yolu için sizlerden özür diliyoruz diye yazı görebilir miyiz? Öncelikler neye göre belirleniyor? Reklam panolarında gerçekleştirdik diye yazılanların kaç kişiyi etkilediği, Denizli için gelişmiş veya yaşanabilir kentler arasında olmasına ne kadar katkı yaptığı konusunda bilgi alabilmemiz gerekmez mi?
Bu bilgileri projelerden alabiliriz. Ancak projeler kurumların Web Sitelerinde yayımlanabilirse bilgi alınabilir.
Şöyle bir anlayış yaygın: “Hibe alacaksam proje hazırlarım.” Bu anlayıştan kurtulmalıyız. Yapılacak her şey projelendirilmelidir. Her projenin bütçesi hesaplanır. Kurum, kuruluş veya kişi bütçeyi karşılayabilecek kapasitede değilse sponsor/destek aramaya başlar. O zaman destek sağlayan kuruluşların hibe verdikleri alanları araştırır. Konusuna uygun olana başvurur.
Projeyi sadece hibe alacaksam yaparım yaklaşımı yaygın oldukça gelişmekten bahsetmek sadece zaman kaybıdır.
Tek kişi veya aile olarak çeşitli uygulamalar için plan yaparız. “Şunun için şu kadar para ayırdım. Çocuğumun okulu için şu kadar harcamam gerekiyor.” gibi. Aslında bunlar hep birer projedir. Asıl sorun kurumlarda veya kuruluşlarda bunları yapamamamız. Bunun nedeni takım çalışmasına yatkın olamamamızdır. Takım çalışmaları için gerekli olan bilgi, beceri ve donanım açısından yeterli olmadığımız söylenebilir.
Umarım bu açıklıkları diğer deyişle bu eksikliklerimizi bir an önce fark eder; sürekli iyileştirmek ve gelişmek için zaten var olan yol ve yöntemleri kullanmaya başlayabiliriz.
Saygı ve sevgi dolu kardeşliklerin yaşandığı bir ülke dileklerimle Kurban Bayramınızı kutluyorum.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.