7 Aralık 2024 Cumartesi

GERÇEK DÜNYAMIZ İÇİMİZDE

Hüseyin Güdücü

27-06-2018
Bize yazmak için tıklayınız.

            Evde kalmış, Hindistanlı bakire, vasiyetini yazdırmak üzere, evine genç bir avukat çağırmış. Ona. “Kenarda on bin rupi param var, onu kendime ayırdım. Bu şehirde kimse benimle pek ilgilenmedi. Ben de, öldüğümde fark etmelerini sağlamak için, bu paranın sekiz bin rupisini cenaze töreni için ayırdım. Öyle bir cenaze töreni olacak ki, yer yerinden oynayacak,” demiş. Avukat, “Peki, hanımefendi, paranın geri kalan iki bin rublesini ne yapacaksınız,” demiş.

            “O parayı kendime ayırdım,” demiş kadın kırıtarak, sonra eklemiş, “Kimseyle yatmadım. En azından ölmeden önce bir kez olsun denemek isterim. Pek alımlı bir kadın değilim ama bu paraya benimle yatacak bir genç, herhalde bulurum,” demiş.

            Genç avukat evine gidince, karısına olayı anlatmış, Karısı, yarım ağızla, “İki bin rublemiz olsaydı hiçte fena olmazdı,” demiş. Bunu duyan avukat, “Hadi hemen gidelim,” demiş. Arabayı kadın kullanırken, avukat, “Sen beni eve bırak, iki saat sonra gel al,” demiş.

            Kadın iki saat sonra evin önüne gelip kornaya basmış. Bir süre beklemiş, evden hiç ses çıkmayınca, kornaya yeniden daha hızlı ve uzunca bastığında, avukat üst katın penceresini açıp karısına seslenmiş,”Hayatım sen dört gün sonra gel, hanımefendi cenazesini belediyenin kaldırmasına karar verdi.”

            Hikayedeki kadın bakireliğe ancak bir vakte kadar dayanabilmiş. İnsan her ne kadar doğasına aykırı davranmaya gayret etse bile, eninde sonunda doğası kendini gösterecek bir yol buluyor.

İç dünyamız başka telden çalıyor, dış dünyamız başka telden. İç dünyanın telinde oynarsan, için coşuyor, dış dünyanın telinde oynarsan, toplumdan kabul görüyorsun. Tersini yaparsan iç dünyanda hüsran, dış dünyada kınama.

İçinin coşmasını isteyenler iç dünyasını, yani doğasını önemsiyor. Bunu fark edemeyenler; kendi doğasının taleplerini, toplumun beğenisine feda ediyorlar. Kendi doğasına aykırı davranmanın oluşturduğu sıkıntıya, toplumun beğenisi ilaç olur sanıyorlar ama asla umduklarını bulamıyorlar.

İnsan ne iç, ne de dış dünyasından vazgeçemiyor. İç dünyasını herkes bildiği yaşıyor ama dış dünyayı toplum belirliyor. Tolumun kuralları katı olursa, kişi meşrebine göre; bazen kaçamakla, bazen kabahat işleyerek, bazen gizliden gizliye illa ki bir çıkış yolu buluyor.    

İnsanın içi coştuğunda, dış dünya gözüne harika görünürken, sıkıntılı olanın, dünyayı gözü görmüyor. İşte bu yüzden gerçek dünyamız içimizde deniyor.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları