“Kalite” uzun yıllardır kullanılan bir terim. Kalite kontrol, istatiksel kalite kontrol, kalite güvencesi, toplam kalite kontrol, toplam kalite yönetimi başlıklarında yaygınlaşmakta. Yaygın kullanılıyor olsa da üniversite mezunlarına sorulduğunda yarısı kadarı tüm bu ifadelerin içini doldurabilir.
Maalesef ülkemizde ilköğretimden başlanarak üniversiteye kadar toplam kalite yönetiminin tüm bileşenlerinin öğrenilmesini hedefleyen bir eğitim-öğretim sistemi bulunmamakta.
Kalite yönetimi ağacı ya da bütünsel bakışta yaygın kullanılan “toplam kalite modeli evi” incelendiğinde tüm bileşenlerin bir arada değerlendirilebildiği gözlenir. Bu bileşenlerle ilgili eğitim-öğretim müfredatları hazırlanarak dikey entegrasyon ile (her yıl bir önceki yılın bilgisi üzerine ekleme yapılarak) bilgi, beceri, tutum ve yetkinlikler kazanılır. Ancak bütünsel bakış açısıyla bu kadar ayrıntılı inceleyebilecek kapasitede karar vericiler gerekiyor.
Ülkemizde yaklaşım bütünsel bakış açısıyla yapılıyor olsaydı, üniversite mezunları arasında şu ifade ve sorulara çoğunlukla rastlanmazdı: “Kaliteye inanmıyorum.” “Sebep-etki analizi nedir?” “Risk temelli kalite kontrol programı nasıl hazırlanır?” “Kalite kültürü nedir?” “Liyakata dayalı atamalar yapılmadığı halde “Ben toplam kalite yönetimini uyguluyorum” söylevleri… gibi.
Üretim ve hizmet sektörünü çok sayıda faktör etkiliyor. Uygulama yöntemleri sürekli değişiyor. Her iş ve eğitim-öğretim kurum ve kuruluşları hızla gelişen dünyaya ayak uydurmak zorunda. Yoksa varlığını koruyamıyor. Sürekli iyileştirmek için çeşitli araştırmalar yapılıyor olsa da gerçek hayattan elde edilen verilerin elektronik kayıtlarda biriktiği dikkate alınmalı ve bu verilerden yararlanılmalı. İşte bu ihtiyaçlar çeşitli bilim ve meslek alanlarını doğuruyor. Bunlardan birisi “veri analiz bilimi” veya “veri analitiği”.
Bu konu ilgi alanlarım arasında. Tıbbi laboratuvar test sonuçlarından diyabet (şeker) hastalığı gibi belirli hastalıktaki popülasyonun bakım kalitesi hakkında ve hasta test sonuçlarından kalite kontrol konusunda bilgi elde edilebiliyor. Bu bağlamda hastanelerde veya saptanmış bölgelerde veri yönetimi merkezleri kurulabilir. Bu merkezler elektronik sağlık kayıtlarından çok yararlı sonuçlar çıkarabilirler. Tabii ki bu merkezler bilimsel olarak yapılandırılmalı. “Yaptım oldu” yaklaşımıyla olmamalı. Bilimsel temelli yapılandırılmış bu merkezlerden elde edilen sonuçlar bakım kalitesi ve sağlık harcamaları konusunda bilgi sağlayabilir. Gelişmiş ülkelerde bu tür yapılanmalar var. Bu yapılanmalarda “değer-temelli sağlık hizmetleri” modeli temel alınıyor.
Bu modelin başarısı elektronik sağlık kayıtlarındaki verilerden anlamlı bilgilerin çıkarılmasındaki yapılanmaya dayalı. Bu merkezler çoklu disiplinli olmalı.
Bu disiplinlerden birisi “veri analiz bilimi”. Eğitim-öğretim programının başlığı “veri analitiği”, mezunu da “veri bilimcisi” olarak adlandırılıyor. Harvard Üniversitesinden bir makalede “21. Yüzyılın en seksi mesleği veri bilimcisi” diye açıklanıyor.
Türkiye’de, sağlık hizmetlerinin kalitesi ve harcamaların değerlendirilmesi kapsamında henüz sistematik ve bilimsel olarak yapılanma gözlenmiyor.
Eğitim-öğretim açısından tarayınca yenilikleri izleyen üniversitelerde “Veri Analitiği”, “Büyük Veri Analitiği”, “İş Analitiği ve Büyük Veri Analizi” gibi, başlıklarda yüksek lisans programları bulunmakta.
Kalite ayrıntıda gizlidir. Yeni gelişmeler hakkında toplantılar yapmak gerekli olsa da kesinlikle yeterli değildir. Ülkem artık bunu anlamalı. “Kalite” ve “İnovasyon” gibi yalnız söylevlerde kalan zirveler eğitim-öğretim alanında yapılandırılmadıkça yeterli olamıyor. “Veri bilimi” de aynı şekilde olursa çok başarılı olunamayacağına kesin gözüyle bakılabilir.
Her kurum ya da kuruluş tüm çalışanlarına sürekli öğrenme kapsamında bu yeni bilim alanları hakkında bilgi kazandırmalı. Aralarından büyük veri analizi, veri madenciliği becerilerini kazanabilecekleri belirlemeli. Daha da ileri eğitimler sağlayarak yetkinlikler kazandırmalı ve çoklu disiplinli takımlar oluşturmalı.
Gelecekte var olmak kanıta dayalı gerçek verilerle mümkün…
İyi bir hafta diliyorum.
Sevgi ve Saygıyla kalın.