12 Aralık 2024 Perşembe

GAFLET

Hüseyin Güdücü

10-05-2018
Bize yazmak için tıklayınız.

 

            Bir kıza sırılsıklam aşık olan genç adam, ona kavuşmak için her şeyi yapmaya hazırmış. Kız, bu genç adamın sevgisini ölçmek için, çeşitli koşullar öne sürüyor, genç adam da, her koşulu tereddütsüz yerine getiriyormuş. Kız, “Evet, ne istediysem yaptın, şimdi tek bir isteğim daha var, eğer onu da yerine getirirsen, bu iş tamamdır,” demiş. Genç adam, “Hemen söyle ne istersen derhal yapacağım, yeter ki sen benim ol,” demiş. Kız,”Sen annene çok bağlısın. Onu öldürüp, kalbini bir tabak içinde bana sunduğun zaman senin olacağım,” demiş.

            Genç adam hemen eve koşmuş, annesini öldürmüş, göğsünü yarmış, kalbini bir tabağa koymuş ve sevdiği kıza aceleyle gitmeye başlamış. Yolda giderken acelesinden sendelemiş ve tabaktaki kalp yere düşerek üç parçaya ayrılmış. Parçalardan bir dile gelip, “Oğlum biraz daha dikkatli yürü,” demiş. Adam söylenenleri duymamış bile, hemen düşenleri toplayıp, yoluna devam etmiş.

            Kızın evine varmış ve annesinin kalbini sevgilisine sunmuş. Kız gördükleri karşısında dehşete düşmüş. “Bunu nasıl yaptın! Seninle asla evlenemem. Bugün benim için annesine bunu yapan, yarın başka bir kadın için aynısını bana yapar. Ben annenin kalbini istediğimde, hayır, asla böyle bir şey yapamam deseydin şimdi senin olmuştum,” demiş.

            Hikâyedeki genç adamın, aşkı, aklını başından almış. Akıl devre dışı kalınca ölçüyü kaçırmış, yanılmış, kısacası gaflete düşmüş.

            Güdüler duyguları, duygular da insanı yönlendirir. Ancak güdülere göre yaşamak, ilkel insanlara mahsustur. Günümüz toplu yaşamında, insanlara güdülerini kontrol etmek düşüyor. Bütün öğretilerde ve dinlerde, bu kontrolün yapılması öğütleniyor ve bunu yapabilenlere iyi insan deniyor.

 Güdüler akılla kontrol ediliyor. Akılını kullanamayanlar;  çok güçlü güdü veya duyguları kontrol etmekte zorlanıyorlar. Özellikle şehvet veya öfke kontrol edilemezse, adına ‘cinnet’ denen akıl almaz felaketler ortaya çıkabiliyor.

Aklı güçlü olmayanlar, gaflete düşebiliyor. Aklı güçlendirmenin yolunun eğitim olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden herkes sekiz yıl zorunlu eğitimden geçiriliyor olmasına rağmen yine de pek çok insan gaflet içinde.

Galiba bilgi yüklemeyi amaç edinen eğitimin şeklinde bir sorun var. Akıl ancak farkına vararak gelişebilir. Farkına varabilmek için kişiye hem hata yapma, hem de aklına gelen her soruyu çekinmeden sorabilme fırsatı verilmeli. Böylece olayı karayan kişi, adım adım gelişecek ve güçlü olacaktır. 

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları