ELEŞTİRENLER ASLINDA NE DİYOR

Hüseyin Güdücü

19-04-2018
Bize yazmak için tıklayınız.

 

            Evvel zaman içinde, düz bir ülke varmış. Bu ülkedeki her şey iki boyutluymuş. İnsanların ve nesnelerin, sadece genişlikleri ve yükseklikleri varmış ama derinlikleri yokmuş. İnsanların düşünceleri de ülkeleri gibi düzmüş.  

            Bir gün, bu ülkede, bir adam, terfi aldığı için evinde bir kutlamaya karar vermiş. Büyük bir davet vermiş. Tüm tanıdıkları ile kutlama yaparlarken, adamın oğlu Beşgen, evin üst katında uyuyormuş. Delikanlı, rüyasında, yaşadıkları ülkeden farklı olarak, üç boyutlu insanlar ve nesneler görmüş. Üç boyutlu insanlar, evler, ağaçlar çok farklıymış, hele kızlar çok daha cazibeli görünüyormuş.

            Delikanlı dehşet içinde uyanmış. Hemen aşağı inip rüyasını ailesine anlatmak istemiş. Davetlilerin ortasında, heyecanla ve yüksek sesle, rüyasında gördüğü üç boyutlu nesneleri ve insanları anlatmaya başlamış. İnsanların ve nesnelerin üç boyutlu olmasını kimse anlayamadığı için, delikanlının anlattıkları akıl dışı görünüyormuş. Ailesi delikanlının anlattıklarından utanmış, çocuğu susturmak ve geçiştirmek istemişler ama başaramamışlar. Konuklar dağıldıktan sonra babası, üç boyutlu diye bir şey olamaz diye çocuğunu ikna etmeye çalışsa da, çocuk, üçüncü bir boyutun olduğunda ısrar etmiş.

            Ertesi gün önüne gelene rüyasını anlatmış. Herkes onun aklını kaçırdığını düşünmüş. Sonunda kendi iyiliği için onu bir hastaneye yatırıp gözetim altına almışlar. 

            Düz ülkede, düz düşünen insanlar varmış. Kimse derinlik nedir bilmiyormuş. Acaba günümüzde durum nasıl? Derinlemesine düşünebilenler yüzde kaçtır? Geçtim derinlemesine düşüneni, böyle insanlardan hoşlanıyor muyuz, yoksa onlara bozuluyor muyuz?

            İnsanların çoğu, düz düşünmeyi tercih ediyor. Kendine tutunacak bir dal bulup, idare edecek bir düzen kurabilenler haline şükrediyor. Kendi küçük dünyasında, bazen efkarlanarak, bazen razı gelerek, çoğu kez kendini kandırıp durumunu parlatarak, mutlu olmaya çalışıyor. O ne düzel, kendi yalancı dünyasında mutlu mesut yaşarken, derinlikli düşünen Sokrat, Galileo vb. gibi insanlar, onun aklını karıştırıyor.

            Kendi yalan dünyasını, zaten iyimser yorumlarla cilalayıp, akıl karışıklıklarını def ederek katlanılabilir hale getirmişken; derinlikli düşünen biri çıkıp, ‘Sen düz düşünüyorsun, bunu bir de derinliği var, kendini aldatıp durma!’ vb diyerek, rahatını huzurunu kaçırıyor. O da huzurunu kaçırana sinirleniyor ve onu eleştiriyor.

            Aslında eleştirerek, sinirlendiğine bir şey söylemiyor, sadece aykırı fikirlerinden rahatsız olduğunu dile getiriyor.

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları