Davacı, avukatına gitmiş, “Avukat bey, bu davayı kazanmak için hâkim beye bir kuzu götürsem nasıl olur?” demiş. Avukat, “Sakın ha! Bu hâkim çok titizdir. Böyle bir şey yaparsan hâkim aleyhimize döner. Olacak işimiz geri kalır,” demiş.
Davayı kazanmışlar. Davacı avukatına, “Gördün mü avukatım, benim kuzu işe yaradı,” demiş. Avukat, hayretle, “Sakın hâkime kuzuyu gönderdiğini söyleme,” demiş. Davacı, “Gönderdim avukatım, gönderdim de karşı tarafın adını verdim,” demiş.
İnsanların hayattan umutları vardır. Umutlarına kavuşmak için plan yaparlar. Planlarının işlemesi, işlerin kendi istediği gibi yürümesi için zaman zaman başkalarının yardımına muhtaç olurlar. Başkasının yardımını istiyorsanız, onu buna razı etmek biraz maharet ister. Bazıları bu konuda pek mahirdir. Karşıdakinin, çivisinin nereden söküleceğini çok iyi bilirler. İşte hikâyedeki davacı, hâkimin titizliğini kullanarak, davayı lehine çevirmeyi başarmış.
İyi iletişim kurmayı becerebilenler, bu becerileri ile insanları kullanma ustası oluyorlar. Bunların en büyük silahları ise, ‘Bunu senden beklemezdim,’ sitemidir. Bu cümleyi tersten okursak, ‘benim beklediğim gibi davranmazsan, sana kırılırım. Kırılırsam, benden sevgi saygı bekleme,’ diyen, üstü örtülü tehdittir. Sadece bu söz yüzünden, istemediği şeyleri yapan pek çok insan vardır.
‘Benden sevgi ve saygı bekleme,’ tehdidinin, bu kadar etkili olmasının nedeni; eğitim, ekonomik koşullar, politik nedenler, hukukun üstünlüğünün olmaması vb olabilir. Her ne kadar bunların etkisi varsa da, bence, bunlardan daha önemlisi, insanın başkasının sevgi ve saygısına muhtaç olmasıdır.
Anne ve babası tarafından kâfi miktarda sevilmiş bir çocuk, kendisinin sevilecek biri olduğuna inanır. Kendisini sevemeyen biriyle karşılaşırsa, ‘Galiba bu insan sorunlu,’ diye düşünür. Çocuğu terbiye etmek amacıyla, sevgisini koşula bağlayan anne babaların çocukları ise sevgiye doyamadığı için, sevgi eksikliğini gidermek amacıyla, başkalarının sevgisine muhtaç olurlar. Böyle bir çocuk, kendini sevmeyen biriyle karşılaşınca, ‘Galiba ben sevilmeye layık değilim,’ diye düşünür.
Sevgi eksikliği olan insanlar, bir gram sevgi için neredeyse canını verirler. Bu insanları kullanmak isteyenler, bunlara ya iltifat ederler ya da ‘İstediğimi yapmazsan seni sevmem,’ diye tehdit ederler. Bu insanlar vaktinde alamadıkları sevgiyi sonradan telafi edebilme umuduyla, adeta sevgi dilenciliği yaparak yaşarlar.