“Problem çözme becerileri” 21. Yüzyılda kazanılması gereken en kritik becerilerden birisi ve öncelikli olanı. Aynı zamanda “kalite için kritik özelliklerden. Kalite için kritik özellikler ağacı incelendiğinde yüksek düzeyde problem çözme becerileri olan kişilerin kalite şartlarını daha iyi yerine getirdikleri kanıtlanmış.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nün yayımladığı bir kitap var. Başlığı “Problem Çözmenin Doğası”. 2017’de basılmış. Problem çözme becerilerinin çağımızdaki öneminden bahsediyor. Umarım eğitim kurumları bu kitabı okuyarak Türk Eğitim sistemini çağın şartlarına göre planlarlar.
“Kalite için kritik özellikler ağacı” diye bir yaklaşım var. İngilizcesi “Critical to Quality (CTQ) Tree”. Altı Sigma Uygulamalarında kullanılan bir araç. Ağaç soldan sağa dallanıyor. En sol tek satırlı bir kolon, diğer kolonlar bir önceki kolon satırlarıyla ilişkili olarak daha fazla satırlar olabiliyor. Birinci kolona ihtiyaç yazılıyor. Örneğin müşteri memnuniyet puanının yüksek olması (ihtiyaç). Bunun için şu kalite şartları belirlenir: sorun 2 dakikadan kısa sürede çözülmeli; sorunun net anlaşılması için uygun soru sorulmalı; başvuranın ismi öğrenilmeli ve teşekkür edilmeli. Bunlar, kalite için kritik özellikler ağacı’nda belirlenmiş kalitenin sağlanmasında gerekli olan ve yardım masasındaki elemanın kazanması gereken becerilerdir (Problem çözme, iyi iletişim ve iyi müşteri hizmetleri becerileri).
Bu örnek; kalite yönetiminde kalite için kritik özellikler kapsamında ele alınırken; OECD, “Problem Çözmenin Doğası” “The Nature of Problem Solving: Using Research to Inspire 21st Century Learning” başlıklı kitabı Nisan 2017’de yayımlamış. Kitapta, 2012 yılında genç ve yetişkin bilgi ve becerileri değerlendirmeleri sonuçlarından yararlanılmakta ve “problem çözme becerileri”nin 21. Yüzyılın kritik becerilerinden olduğu vurgulanmaktadır.
OECD’nin 16-65 yaş arasındaki kişiler arasında yaptığı araştırmada yetişkinlerin “temel bilgi işleme becerilerinin genel durumunun ortaya konması amaçlanır. Bu amaç kapsamında odağa aldığı beceriler sözel beceriler, sayısal beceriler ve teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme becerileridir. Bu araştırmada yetişkinlerin sözel, sayısal ve problem çözme becerileri alanındaki performansları değerlendirilmiştir. Her beceri alanının kendi yeterlik düzeyleri tanımlanmıştır. Böylece araştırma sonucunda bireylerin hangi yeterlik düzeyinde olduğu belirlenebilmiştir.
Sözel beceriler ve sayısal beceriler için birincisi; 1. düzey altı, ve sırayla 1. düzey, 2. düzey, 3. düzey, 4. düzey ve 5. Düzey olmak üzere 6 ayrı yeterlik düzeyi tanımlanmışken, teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme becerileri için birincisi; 1. düzey altı, 1. düzey, 2. düzey, 3. düzey olmak üzere 4 yeterlik düzeyi tanımlanmıştır.
Bulgular şöyle: Türkiye’de yetişkinler sözel beceriler, sayısal beceriler ve teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme becerileri olmak üzere üç beceri alanında da OECD ülkeleri ortalamasının oldukça altında bir performanstadır.
Sözel beceri performansımız düzeylere göre değerlendirildiğinde, 16-65 yaşları arasındaki yetişkinlerin sadece %12’si okuduğunu tam olarak anlayabiliyor, ilişkilendirebiliyor, sonuç çıkarabiliyor. %45’ ise çok kısa bir metni dahi anlamakta zorlanmaktadır. Diğerleri ise arada kalıyor. Buna göre %60-70 kadarı okuduğunu anlamak konusunda sorunlu sonucu çıkarılabilir.
Sayısal beceriler değerlendirildiğinde; Türkiye’de yetişkinlerin yalnızca %1.5’i üst yeterlik düzeyleri olan 4. ve 5. düzeylerde. 4. yeterlik düzeyinde yetişkinlerin geniş bir karmaşık ve soyut matematiksel bilgi kapasitesine sahip olmaları beklenmektedir. Türkiye’de 3. yeterlik düzeyinde bulunan yetişkin oranı ise %13.0’tür. 3. yeterlik düzeyinde yetişkinlerden, iyi bir mekân ve sayı algısına sahip olmaları, sözel veya sayısal olarak ifade edilen matematiksel ilişkileri, örnekleri ve oranları tanıyabilmeleri ve istatistiki veriler içeren tablo, grafik ve metinleri yorumlayabilmeleri beklenmektedir. Buna göre %85 kadarında sayısal beceriler sorunlu sonucu çıkarılıyor.
Teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme becerisine ilişkin olarak Türkiye’de yetişkinlerin %34.6’sı 1. yeterlik düzeyi ve altında performans ortaya koymuştur. Buna göre yetişkinlerin %35’i e-posta, web tarayıcısı gibi teknoloji uygulamaları kullanarak küçük aşamalı problemleri çözemiyorlar, basit çıkarımlar yapamıyorlar ve bu uygulamalarda çok az da olsa gezinemiyorlar. 1. yeterlik düzeyinin altında kalanların önemli bir kısmı bu becerilere hiç sahip değiller. En üst düzey olan 3. düzeyde Türkiye’de yetişkinlerin sadece %0.9‘u bulunmaktadır. Buna göre sadece 1000 kişide 9 kişi çeşitli bilgisayar uygulamaları kullanarak çok aşamalı görevleri tamamlayabiliyor, komut sistemlerini yeni bilgisayar ortamlarında keşfedebiliyorlar. 2. Yeterlik düzeyinde bulunan yetişkinlerin %7 kadarı az sayıda bilgisayar uygulaması kullanabiliyor, problem çözebiliyor ve çözüme ulaşmak için çeşitli işlemleri kullanabiliyor (Ayrıntılı bilgi için Türk Eğitim Derneği Web sitesinden ilgili raporu okuyabilirsiniz).
Genel sonuç tekrar özetlenirse; Türkiye’de yetişkinler sözel beceriler, sayısal beceriler ve teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme becerileri olmak üzere üç beceri alanında da OECD ülkeleri ortalamasının oldukça altında bir performanstadır.
Bu sonuçlar oldukça vahim görünüyor. Bunların yanında asıl şunu paylaşmak istiyorum. Kaç kişi veya kaç eğitici bu derecelerdeki bilgi ve becerileri bilerek öğrencilerine eğitim veriyor? Kaç birey kendisini bu derecelerin şartlarını bilerek eğitiyor? 2030 hedeflerine erişmek için bu gerçek veriler değerlendiriliyor mu?
Sözel ve sayısal beceriler yanında çok önemli olan problem çözme becerileri çağımız ve geleceğimiz için kritik öneme sahiptir.
İyi bir hafta diliyorum.
Sevgi ve Saygıyla kalın.