Hindistan’ı gezmekte olan bir seyyah, bir kasabada başıboş pek çok köpek olduğunu görmüş. Köpekleri bir müddet izleyince, bunların özellikle bir eve girip çıktığını görmüş. Yiyecek arayan köpeklerin, bu evden çıkarken bazısının hırlayarak, bazısının da kuyruk sallayarak çıktığını fark etmiş. ‘Bu olayın bir sırrı olmalı, bu evde bazı köpeklere yiyecek veriliyor, bazısına verilmiyor mu acaba?’ diye düşünmüş ama çözememiş. Kasabada, rastladığı birisine, gördüğü olayı anlatmış. Anlattığı adam, durumu hemen anlamış. “O evin sahibi benim arkadaşım, istersen seni oraya götürebilirim,” demiş. Seyyah çok sevinmiş, “çok memnun olurum,” demiş.
Birlikte eve gitmişler. Köpeklerin girip çıktığı odaya girdiklerinde, odanın bütün duvarlarının aynayla kaplı olduğunu görmüşler. Odaya giren köpekler, aynalardan, kendi yansıması görmekteymiş. (Tabii köpekler yansımalarını gördüklerini bilmiyorlar ve bir başka köpekle karşılaştıklarını sanıyorlar.) İçeri öfkeyle hırlayarak girenler, kendine hırlayan köpekler görüp, daha fazla hırlayarak çıkıyorlar, içeri keyifle girenler, kendine kuyruk sallayanları görüp, daha keyifli dışarı çıkıyormuş.
Bir görüşe göre, köpeklerin aynada yansıması ile karşılaştıkları gibi, insanlar da tıpkı kendi gibi olanlarla karşılaşırlar. Örneğin, ‘Hep kaba insanlar beni buluyor’ diyenler, kendileri kabadır.
‘Ben güzel insanım ama yine de kaba insanlarla karşılaşıyorum,’ diyenlere inanıyorum. Ben güzel insanım diyenler, aslında ben iyi niyetliyim demek istiyorlar. İnsanlar kendilerini iyi niyetle değerlendiriyorlar ama karşı taraf onları, niyetiyle değil, kendine ne hissettirdiğiyle değerlendiriyor.
İyi niyetler ne yazık ki çok kere davranışlara yansımıyor. Zaten en büyük sorun da buradan kaynaklanıyor. Birincisi sizce iyi olan karşısı için iyi olmayabiliyor. İkincisi, iyi niyetle birine akıl verdiğinizi varsayalım. Bunu karşı taraf, ‘Ben senden daha akıllıyım. İyiyi kötüyü senden daha iyi bilirim,’ olarak algılıyor. Böyle anlayınca, söyleyeni kibirli, kaba, kendini de aşağılanmış hissediyor. Aşağılanmışlık hisseden bir insan için, karşısındakinin iyi niyetli olmasının hiçbir anlamı yoktur.
İnsan düşündüğü kişi değil, göründüğü kişidir. Kendini niyetiyle değerlendirenler, başkalarına ne hissettirdiğini ölçemiyorlar. Eğer iyi niyetinizle karşınızdakine bir iyilik yapmak istiyorsanız, ona kendini iyi hissettirmelisiniz. Bunu yapamayanlar, kendileri gibi iyi niyetli ama kaba insanlarla karşılaşırlar ve olanlarla kavga ederler. Aslında kavga ettikleri kendileri değil midir?