Gelişen teknoloji bilginin yayılma hızını olağanüstü derecede artırdı. Tüm yazılanlar, anında binlerce kişiye dağılıyor. Bu bilgilere inanma durumu toplumlara göre değişiyor. Sosyal medyanın kullanım durumu da toplumlara göre değişmekte. Araştırma sonuçlarına göre basın özgürlüğü açısından sorunlu ülkelerde internete erişen vatandaşlar sosyal medya kanallarıyla haberleşmeyi tercih ediyorlar (http://wearesocial.com/special-reports/digital-in-2016 ve Selçuk Şirin yazıları). Özgürlük açısından sorunlu olan toplumlarda sosyal medya daha fazla kullanılıyormuş. İsveç, Kanada, Hollanda gibi ülkelerin basın özgürlüğü indeksi %90’larda. Türkiye’nin ise %50-%60 arasında. İlk on ülke arasında. Basın özgürlüğü indeksi azaldıkça twitter kullanma oranı artıyor. Bu kanıt Türkiye’de basın özgürlüğünün oldukça kısıtlı olduğunun kanıtlarından birisi.
Basın özgürlüğü olmayınca vatandaş basın organlarından gerçek bilgiyi alamıyor. WhatsApp, Twitter, Facebook gibi sosyal medya aracılığıyla haberleşiyor. Fotoğraf da iletilebildiğinden kanıtlı bilgiler gibi görünüyor. Ancak her zaman öyle mi? Tabii ki değil… teknoloji fotoğraflarla oynamaya da olanak tanıyor. Bu bağlamda haber gönderenin güvenilirliği önemli…
Diğer taraftan yazılı ve sözlü basın da çok ilginç olmaya başladı. Haber özelliği taşısın diye, dedikoduları da haber yapıyorlar. Örneğin, son belediye başkanları istifa iddiaları…
Öyle ilginç ki! Bilinçli diye düşündüğümüz kişiler de bu dedikoduların esiri olabiliyorlar.
Okuma ve araştırıcılık özelliklerimiz oldukça alt düzeylerde. Okumak, kanıtlara erişmek yerine söylentilere inanıyoruz. Bunun farkında olanlar bu özelliğimizi çok rahat kullanıyorlar.
Kısır bir döngü içerisindeyiz. Duyduğumuz her şeye inanmak; özellikle insanlara yıkıcı etki gösteren dedikoduları yaymak gibi alışkanlıklarımız var. Ülkemizin geleceğini tehdit ediyorlar. İnsanlar neye inanacaklarını bilemiyorlar.
Ne yapılmalı? Her basın organının güven indeksi hesaplanabilir. Verdiği haberlerin gerçekliği belirli kriterlere göre ölçülebilir. İftira haber yaptığı kanıtlanırsa tek iftira da dahi yayın hakkı elinden alınabilir. Etik veya ahlak ilkeleri net olarak işletilebilir. Bir yerden başlatılması gerekiyor. Yoksa aldı başını gidiyor…
Bireysel olarak neler yapılabilir? Kanıta dayalı bilgi etme konusunda becerilerimizi geliştirmeliyiz. Bilimsel temelli düşünme kapasitemizi artırmalıyız. En iyi kanıtı bulmak becerilerinin kazanılması hedefi eğitim-öğretim müfredatlarına eklenmeli.
Okuyan ve gündemi izleyen insanlar kimlerin gerçek haber yaptığını çok güzel çıkarabiliyor. Güvendiğimiz basın organlarını okuyarak; güvendiğimiz köşe yazarlarının yorumlarını değerlendirerek bilgi kazanmaya çalışıyoruz. Ancak okuma alışkanlığının yaygın olmadığı ülkemizde yanlış haberlere inanmak alışkanlığı üst düzeyde. Ülkemizde durum bu yönde.
Bu gerçekler ışığında her haberin kanıtlarını mutlaka araştıralım. Net öğrenelim. Daha sonra yaymaya başlayalım. Öğrenemezsek yaymayalım. Yanlış haberleri yayana güvenilmediğini aklımızdan çıkarmayalım.
Çocuklarımıza, torunlarımıza güzel bir ülke ve dünya bırakmak istiyorsak dikkatli olmamız gerekiyor. Yol ve yöntemleri var. Yeter ki uygulayalım.
İyi bir hafta diliyorum.
Sevgi ve Saygıyla kalın.