KEDER VÜCUDUN NERESİNDEDİR?

Hüseyin Güdücü

19-07-2017
Bize yazmak için tıklayınız.

 

Buda, Çin’e gittiğinde, zamanın kralı onu ziyarete gitmiş. Ona, “Bazen çok rahatsız oluyorum. İçimde çok fazla gerginlik ve keder oluyor,’ demiş. Buda, Kral’a bakmış ve kesin bir ifadeyle, “Yarın saat dörtte bana gel. Gelirken yanında bütün kederlerini, gerginliklerini, rahatsızlıklarını bana getir. Unutma onları yanında getireceksin!” demiş.

Kral şaşırmış bir şekilde Buda’ya bakmış, “Sen ne diyorsun? Ne demek istiyorsun?” demiş. Buda, yine net bir tavırla, “Eğer bunları getirmezsen seni nasıl iyileştirebilirim? Hepsini getirince seni iyileştireceğim,” demiş. Kral’ın itiraz edecek yanı kalmamış. Tapınağın bir odasına çekilmiş fakat konuşulanları düşünmekten uyuyamamış.

Saat dört olunca, tapınağın önünde değneğiyle oturmakta olan Buda’nın yanına gitmiş. Buda onu görünce, “Demek geldin! Peki, söylediğim şeyleri yanında getirdin mi?” diye sormuş. Kral, “Bilmece gibi konuşuyorsun. Onlar getirebileceğim şeyler değil, onlar içimde,” demiş. “O zaman, gözlerini kapa ve onları içinde ara. Onları bulduğunda bana söyle, onları değneğimle düzelteyim,” demiş, Buda.

Kral söylendiği gibi, gözlerini kapamış ve içine bakmaya başlamış. Baktıkça içinde hiçbir şey bulamamış. İçinde gezinirken derin bir meditasyona girmiş. Saatler geçip, güneş doğmaya başlayınca, yüzünde muhteşem bir sessizlik oluşmuş. Buda, “Artık gözlerini aç, bu kadarı yeterli. Aradıkların neredeler, onları buldun mu?” demiş.

Kral gülmüş, eğilerek ayaklarına kapanmış. “Gerçekten haklıymışsın, onları düzelttin. Onları bulamadım, artık onların orada olmadığını biliyorum. Ben hiç kendi içime bakıp onları aramadığım için, içimde sanıyordum. İçerde ben olmadığım için oradaydılar. Şimdi biliyorum, mucizeyi gerçekleştirdin,” demiş.

Keder, gerginlik, rahatsızlık gibi duygular bir histir. Vücudu lime lime doğrasak bile onları bulamayız. Bu hisleri doğuran şey zihnimizdir.

Bebek doğduğunda zihni bom boş ve tertemizdi. Ailesine ve çevresindekilere sonsuz güveni vardı. Aile ve toplum, çocuğa; nasıl düşüneceğini, neyi nasıl yorumlayacağını, kimin dost kimin düşman olduğunu vs. öğretti. Çocuğun zihni öğrendikleri ile şekillendi. Tıpkı yetişkinler gibi, bu toplumda var olmak için ince hesaplar yapması gerektiğini, dengeleri çok iyi korumak için taktikler yapmasını öğrendi.

Her bebek aynı yollardan geçtiği için, yetişkin olduğunda herkes birbiriyle ince hesaplarla, taktiklerle, ilişki kuruyor. Samimiyetten uzak taktiksel ilişkilerde, taktikler tutmazsa; keder, rahatsızlık, gerginlik oluyor.

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları