Bir
hoca ile öğrencisi kutsal kitaptan, gecenin geç vaktine kadar çalışmışlar.
Çalışmayı yeterli gören Hoca, öğrencisine, “Bugünlük bu kadar yeter, artık
kutsal kitabı dolaba koy,” demiş. Öğrenci gitmiş ama koşarak geri gelmiş.
Dehşete kapılmış bir şekilde , “Hocam dolapta yılan var,” demiş. Hoca, sakince,
“Kötü durumlara düştüğümüzde okuduğumuz bir dua var ya, o duayı oku, o zaman
yılan uzaklaşır,” demiş.
Öğrenci hocanın dediğini yapmış, tekrar gitmiş ama gene dehşetle geri gelerek,
“Sevgili Hocam, yılan hala dolapta,” demiş. Hoca, “Sen en iyisi bir lamba al ve
öyle git,” demiş. Bir süre sonra öğrenci rahatlamış bir tavırla, gülümseyerek
elinde bir urganla gelmiş.
Öğrencinin karanlıkta
yılan zannettiği şey, meğer urganmış. Gerçeği ortaya çıkaran ise, bir lambanın
ışığı!
Yaşamda her şey anlaşılabilir olmadığından, insanoğlu hep anlaşılmayanı merak
etmiş ve anlamaya çalışmıştır. Eğer her şeyi anlarsa; bilinmeyeni bilecek,
muhtemel tehlikelere tedbir alacaktır. Böylece, kendisini olası tehlikelerden
olabildiğince koruyarak, yaşamını garanti altına alacaktır.
Bilim adamları da böyle düşünüyor ve bu konuda sürekli yol alıyorlar. Alıyorlar
ama onlar daha ziyade nesnelerle uğraşıyorlar. Yaşamı çözemiyorlar. Kimi, bilim
adamlarının nasıl olsa bir sonuca ulaşacağını umuyor, kimisi de, ben anladım
diyen sözde din adamlarının söylediklerine inanmayı tercih ediyor.
Yaşamı
anlamaya çalışmak, bilinenlerden bilinmeyene ulaşma çabasıdır. Bilinenlerden
bilinmeyene ulaşmak, henüz mümkün görünmüyor Bunu böyle gören Ziya Paşa,
“İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez,”
diyerek, anlamaya çalışmanın akılla olamayacağını dile getirmiştir.
Hayatı anlamak için, hikayedeki öğrencinin yaptığını yapmak, elimize bir lamba
alıp, karanlığı aydınlığa çevirmek lazımdır. Akıl lambasını kullananlar,
bilinenden bilinmeye ulaşmaya çalışıyorlar. Böylece kademe kademe ilerleyerek
bir sonuca ulaşmayı umuyorlar. Oysa bu yoldan gidenler pek umduklarını
bulamamışlar.
Öyleyse hayatı anlamak için hangi lambayı kullanacağız diyenlere, ustalar, ağız
birliğiyle kalp lambasını öneriyorlar.