EN DEĞERLİ HAZİNENİZ NEDİR?

Hüseyin Güdücü

27-04-2017
Bize yazmak için tıklayınız.


            Tebdili kıyafetle halkın içine giren kral, gece yarısı herkes uykudayken, bir ağaç altında oturan bir adam görmüş. Bu adamı merak etmiş, üst üste üç gece aynı saatte orada otururken görünce, “Neden evine gidip uyumuyorsun?” diye sormuş. Adam, “Benim hazinelerim var, onları koruyabilmek için uyumuyorum. Uyuyanların bir hazinesi yok,” demiş. Kral, “Ben burada bir hazine göremiyorum,” deyince, “Hazineler içimde,” demiş.

            Adamın cevabı kralı düşündürmüş. Bu adamda bir başkalık var, ‘Bu adamı saraya davet edip, sırrını öğreneyim. Hoş bu gibi insanlar sadelikten hoşlandığı için davetimi kabul etmez ama bir denmeliyim,’ diye düşünüp, “Sarayıma konuk olursan çok sevinirim,” demiş. Adam sanki teklifi bekliyormuş gibi, hemen kabul etmiş. Adamın saraya gitmeye hevesli görünmesi,  kralın kalbine şüphe düşürmüş. Saraya varmışlar, kral sarayın en güzel odasına götürüp, kalacağı yeri göstermiş. Kral, adamın, ‘Ben bu kadar lüks istemem, daha mütevazı bir oda olsun,’ demesini umuyormuş ama adam, “Burası güzel, tam bana göre,” demiş.

            Bu olanlardan sonra Kral, ‘Ben de bu adamda bir başkalık var sanıyordum ama galiba yanılmışım,’ diye düşünmeye başlamış. Ertesi gün mükellef bir kahvaltı hazırlatıp, konuğunu kahvaltıya çağırmış.  Adam sofraya bir güzel kurulmuş, sofradakilerden iştahla yemiş. Yemek sonrası kral, muhteşem giysiler hediye etmiş, hepsini de hiç nazlanmadan kabul etmiş.   Kral bir hafta sonra, ‘Bu adamın bir numarası yok, hatta galiba sahtekarın teki,’ diye düşünmeye başlamış. Bu adamı yoklamak için, “Sana bir soru sormak istiyorum,” demiş. Adam, “Sorunu biliyorum. Aslında soruyu bir haftadır sormak istiyordun ama nezaketen bir hafta bekledin. Seninle uzun bir yola çıkacağız, ben uygun gördüğüm yerde cevabı vereceğim,” demiş. Kral, “Tamam, sorum şu, bir hafta önce bir aziz gibi görünüyordun oysa senin bir farkını göremedim,” demiş.

            Atlara binmişler giderlerken, Kral ne zaman “Hadi artık daha ne kadar gideceğiz, cevabını daha ne zaman vereceksin,” dedikçe, Adam, “Biraz sonra,” demiş. Gide gide, ülkenin sınırına varmışlar. Adam atını sürmeye devam edince, Kral, “Nereye gidiyorsun? Burada soruyu cevaplamalısın,” demiş. Adam, “Benim hazinem yanımda, ben istediğim yere gidebilirim, benimle geliyor musun, gelmiyor musun?” Kral, “Benim krallığım, sarayım, sahip olduğum her şey burada. Ben buradan ayrılamam,” demiş. Adam, “Şimdi farkı görüyor musun? Benim hazinem içimde. İstediğim yere gidebilirim,” demiş. Kral, “Adamın ne dediğini anlamış, beni affet, seni şimdi anladım, sen büyük bir azizmişsin. Ne olur benimle sarayıma gel,” demiş. Adam, “Şimdi seninle gelsem bir hafta sonra yine aklına şüpheler düşer. Ben sarayda ya da başka bir yerde yaşarım, benim için fark etmez,” demiş ve atını sürmüş gitmiş.

            Acaba adamın hazinesi neydi diye merak ediyorsanız, ben adamla karşılaştım ve sordum, Adam, belli değimli a benim canım, benim hazinem, “Huzur, sevgi, şefkat, mutluluk, bilinç, aydınlanmaktır, daha ne olsun?” dedi.    

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları