Proje kavramı yaşamımıza yeni yerleşmekte. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla (STK) birlikte yaşadığımız bir deneyimden bahsederek projelendirme ve toplumla paylaşmanın yararlarına dikkat çekmek istiyorum
Denizli’de 2005 yılında kurulan Denizli Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Gelişme Platformu (DESGEP’ten) kuruldu. 21 STK’nın üyeliğiyle kurulan bu platformun amacı iyi yönetişimin toplumda anlaşılması ve bunun için sorgulayıcı vatandaşlık bilincinin geliştirilmesiydi. İyi yönetişim diye yayılınca çok iyi karşılandığı gibi sorgulayıcı vatandaş fikrine hiç katılmayanlar tarafından çok karşıt görüşler de aldı.
Çok güzel uygulamalar yapıldı. Ancak iyi yönetişim konusunda henüz çok ekmek yememiz gerektiğini gösteren durumlarla karşılaşıldı. Çok güzel bir merkezimiz de olmuştu. Merkez kirası platformda bulunan STK’lar tarafından ödenemediğinden merkez binası kapatıldı.
DESGEP uygulamasından ders alınacak çok önemli çıkarımlar var. Ancak toplumumuzdaki hemen hemen her kesimin henüz bunların farkında olmadığı söylenebilir. Şu anda ülkemizin geldiği durum halen farkında olmadıklarını göstermekte. Umarım daha fazla zarar görülmeden fark edilir. Ancak çok zorlayıcı…
Hepimizi ilgilendirdiği için yukarıdaki konuları yazmadan geçemedim. Aslında DESGEP aktiviteleri arasında en fazla katma değer sağlayan konulardan birisi proje yazmak alışkanlığının kazandırılmasıydı. Çeşitli STK temsilcilerinin katıldığı proje yazma eğitimleri ve projelerin gruplar halinde yazıldığı interaktif uygulamalar yürütüldü. Bunlara katılan STK’lar çok yol aldılar. 9 yıl sonra yapılan bir DESGEP toplantısında verilen geribildirimler çok yararlandıkları şeklindeydi. Hatta bazıları DESGEP ile proje yazma alışkanlığını kazandık diye bildirdiler.
Proje ile ilgili halen yanlış anlayış sürmekte. Birçok kişi projenin bir hibeye başvurmak için yazılacağı görüşünde. Aslında böyle değildir.
Proje bir ürün, bir hizmet ya da bir sonuç üretimi için yapılan bir girişimdir. Projenin planlanmasında çeşitli elemanlar dikkate alınır. Bunlar çoğunlukla şu sorulara yanıt bulunarak yapılır: 1) Ne üreteceğiz? Veya Hizmetimiz ne olacak? Ya da Hangi sonucu elde edeceğiz? 2) Bunları niçin istiyoruz? 3) Nerede? 4) Ne zaman? 5) Nasıl? 6) Kimler için? Gibi soruların alt soruları da vardır. Özellikle “Nasıl?” sorusunun çok sayıda alt bileşeni vardır. Bunlara yanıt alınarak proje planlanır.
Proje planında bütçe de çıkarılır. Bütçe kurum ya da kuruluş boyutunda karşılanamıyorsa proje konusunda hibe sağlayan kurum veya kuruluşlar taranır ve uygunluk durumuna göre başvurulur.
Projeni sadece dışarıdan hibe almak için yapılacağı görüşü yaygın olunca örnekleri aşağıda sunulan tutumlarla karşılaşılabiliyor:
- Benim için proje yazar mısınız? DESGEP’te böyle yaklaşımlar oldu. Aslında hedeflenen sonuçlar için projeyi sadece o kurum ya da kuruluş üyeleri en iyi hazırlar. Onların yerine kimse proje yazamaz. Yazılınca da anlaşılır. Ancak yönlendirilebilirler. DESGEP yönlendirmek için elinden geleni yaptı. Ancak balık tutmaya değil de tutulup, pişirilen balığı yemeğe alışmış olanlar çoğunlukta.
- Şu hibe desteği yayımlanmış, buraya uygun bir proje yazalım. Başvuralım. Kendimize maaş yazalım, para kazanalım. Hakem olarak önerilerini incelediğim projelerde çoğunlukla bu görüş bulunabiliyor. Üreteceği şeyin nasıl sunulacağı konusunda bilgisi olmayan yürütücülerin projede yer aldıkları görülüyor. Yapacağı işte yetkin olmayan kişilerin projelere danışman olarak yazıldığı gözleniyor.
Bu örnekler artırılabilir. “İyileştirmeye açık alanlar” analizi yapılacak olursa şunlar net olarak anlaşılabiliyor: Projelendirmek kavramı halen anlaşılamamış ve proje yazma alışkanlığını yerleşmemiş olması.
Kamu kurumları halka yararlı hizmetler yaparlar. Bu hizmetler için yaptıkları projeleri vatandaş ile paylaşmalıdırlar. Projenin bütçesi özellikle paylaşılmalıdır. Hibe desteği olmasa da vergilerimizden sağlanan paranın nasıl kullanıldığı hakkında bilgimiz olmalıdır. Bunun yanında başarılı ve başarısız olan projeleri görmeliyiz. Başarısız projelerden çıkarılan sonuçları okuyabilmeliyiz. Projenin ülke yararına olan sonucunu veya sonuçlarını izleyebilmeliyiz. Yetkin olan vatandaşların katkılarının alınması da bu şekilde sağlanabilir.
Projelendirme ve halka yayımlama alışkanlığının kazanılması önemli bir iyileştirmedir ve gelecekte var olmanın anahtar uygulamalarındandır.
İyi bir hafta dileklerimle,
Saygı ve Sevgiyle kalın…