DERTLERİNİZDEN BIKTINIZ MI?

Hüseyin Güdücü

16-03-2017
Bize yazmak için tıklayınız.


            Bir adam, dertlerinden bıkmış. Etrafına bakıyor, herkesin mutlu olduğunu görüyor, kendinin bahtsız olduğunu düşünüyormuş. Bir gün sıkıntısı canına tak edince, ‘Tanrım ne olursun benim dertlerimi al, bir başkasının derdini bana ver. Dünyada zaten benimkinden daha büyük derdi olan yoktur.  Ben başka birinin derine razıyım,’ diye dua etmiş.

            O gece rüyasında Tanrı’yı görmüş. Gökyüzünde beliren tanrı, tıpkı kendisi gibi,  ‘Benim derdimi al, başka birinin derdine razıyım’ diye yalvaranların hepsine, şöyle buyurmuş: “Dertlerinizi bir çantaya doldurup tapınağa gelin.” 

            Dualarının kabul olduğuna çok sevinen acılı insanlar, sevinçle dertlerini bir çantaya doldurup, tapınağa gitmişler. Tapınağa vardıklarında, Tanrı, “Şimdi çantalarınızı duvarın dibine dizeleyip, ortada toplanın,” demiş. İlk kez başkalarının dertlerini yakından gören insanlar, diğer çantaları görünce şaşırmışlar. Bazı çantalar kendilerininken daha büyükmüş. Ayrıca çantaların dışından göründüğü kadarıyla, başkalarının dertleri kendininkine benzemiyormuş.  Hepsi, ‘Ben kendi derdimi tanıyorum ve onunla nasıl başa çıkacağımı biliyorum, tanımadığım dert ile nasıl başa çıkacağım? Çantalara bakılırsa bazılarında benimkilerden daha büyük dertler var,’ diye endişelenmiş.

             Çantalarını kenara dizip ortaya geldiklerinde, Tanrı, “Şimdi herkes istediği çantayı alabilir,” demiş. O anda herkes telaşla duvar dibine koşmaya ve kendi çantasını kapmaya çalışmış. Herkes kendi çantasını kapma niyetinde olduğundan, hiç kargaşa yaşanmamış. Kendi çantasını alan insanlar evlerine mutlu bir şekilde dönmüşler.

            Adam sabah uyandığında, “Tanrım, rüyamda bana her şeyi çok güzel anlattın, teşekkür ederim. Bir daha senden böyle bir şey istemeyeceğim,” demiş.

Bugün her kim ne yaşıyorsa, bunların temelini dün, kendisi attı.  Küçük bir azınlık, ‘Evet yaşadıklarımın temelini dün ben attım,’ diyebiliyor ama büyük çoğunluk bunu kabul etmiyor.Yani insanlar, hayatının sorumluluğunu alanlar ve almayanlar olarak ikiye ayrılıyor.

Hayatının sorumluluğunu alanlar, yaşananlardan ders çıkararak, hiç olmazsa yarınların temelini düzgün atmaya gayret ediyorlar. Almayanlar, ‘Ben kurbanım, aslında böyle olmasını istemedim, buna mecbur edildim,’ diyerek, ‘Olanlardan ben sorumlu değilim,’  demeye getiriyorlar. Zira sorumluluğu kabul ederlerse, kabahatli olduğunu kabul edip, çözüm için çabalamaları gerekecektir. Çabalamayacak gücü olmadığından durmadan şikayet ederler.

Mevcut sıkıntılar için insanın önünde üç seçenek görünüyor. Birincisi, çözüm aramak ve bunun için çabalamak, ikincisi, kılını kıpırdatmadan oturup şikayet etmek, üçüncüsü, çözümü başkasına havale etmek. İnsan sıkıntısını yalnızca kendisi çözebilir. Hikayedeki gibi Tanrıya havale edenler bile, sadece ders alır.    


 

 

YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Hüseyin Güdücü - Diğer Yazıları
Bütün Hüseyin Güdücü Yazıları