Dikkat!
Bazı önemli konularda
yaklaşımlarımızı kaybetmekteyiz!
Her hafta yazılarımı kalite
yönetiminin en önemli ilkesi olan değerler
hakkında yazmak istiyorum. Çünkü ülkemizde değerler konusunda büyük sorun
yaşanmakta. Bu hafta da bir miktar vurgulamak istiyorum.
Çoğunluk doğruyu
söylemiyor. Gerçekler saptırılıyor. Körü körüne inananlar çoğaldı. Okumadan,
gerçeği öğrenmeden akıl yürütenler… Sadece akıl yürütmekle kalmayıp şiddet
gösterenler… Korku yönetimine sebep olanlar… ve daha neler neler…
Amaç ne olabilir? Oturup
düşünmek gerekli… Geçmiş tarih… Yakın tarih incelenmeli..
Süreçler ancak böyle
anlaşılır. Geçmişten ders alınır ve gelecek planlanır.
En temel değer olan
saygının kaybedilmesi yanında diğer önemli konu bütünsel bakabilmek
yaklaşımının da kaybedilmekte olmasıdır.
Bütünsel bakamamanın
çeşitli nedenleri var. En başta eğitim ve öğretim sistemimiz geliyor. Öğretimin
yeterli olmadığını bizler üniversite akademisyenleri çok iyi gözlemliyoruz.
Çünkü ilk-orta-lise öğretim ve eğitim kurumlarının ürünleri olan mezunları
eğitmek görevini üstlenmiş durumdayız.
Öğretim ile ilgili: İyonik
bağ ve kovalent bağın ne olduğunu bilmeyen lise mezunu olabilir mi? “mili” ve
mikro” ön eklerinin aritmetiksel ifadelerinin “10-3” ve “10-6”
olduğunu bilmeyen lise mezunu olabilir mi? Daha neler neler…
Eğitim ile ilgili: bazı
bakış açıları veya yaklaşımlar vardır. Üniversiteye gelen öğrencinin bunları
mutlaka kazanması gerekir. Örneğin, grafik çizerken “x” ve “y” eksenine temsil
ettikleri özellikler yazılmaz mı? Bir kantite söylediğinde yanına birim
yazılmaz mı? Grafiklerin ne anlattıkları öğrenilmiş olmaz mı? Daha neler neler…
Bu bilgiler olmadan mesleğin
incelikleri öğrenilemez. Dolayısıyla üniversite mezunları da iş çevresi
tarafından yeterli bulunamaz. Eğitim-öğretim ana okulundan itibaren meslek
yaşamına atılıncaya kadar bütün olarak ele alınmalıdır.
Bütünsel bakılmamasının en
önemli nedenlerinden diğeri de yönetim konusunun öneminin bilinmemesi. Koltuğa oturan, kendisini en üst düzeyde
görüyor. Yönetim bilimi ve bu bilimin bazı gereklilikleri olduğunun farkında
değil. Koltuğa oturma nedeni ne olursa olsun o da önemli değil. Koltukta ya
“Ben ne dersem o olur.” Diyor. Aslında böyle demesinin önemli bir nedeni de
var. Çünkü, koltukta oturmayanların çoğu da “Koltukta oturan ne derse o olur.”
diye bakıyor ve davranıyor.
Bu şekilde olunca da yöneticide
“büyüklük”, “toplumda” cam fanus sendromu başlıyor.
Bu durum kanımıza işlemiş. Bilimsel
temelli anlamaya çalışmıyoruz. Tarihten ders almıyoruz. Düşünmüyoruz… Bize ne
derlerse yapmayı kabul ediyoruz. Bizler insanız. İnsan, canlılar arasında
düşünmesi ve konuşmasıyla farklıdır. Bu farklılığı neden kullanmıyoruz?
En önemli nedenlerinden
birisi sadece maddiyatı düşünme alışkanlığıdır. Kendisi bir değer olmadan taraf
tutarak prestij elde etme isteğidir. Şunu anlamak gerekir. Birkaç seneyi
kurtarmak için çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği bu alışkanlıklarla
şekillenmemeli.
Bütünsel bakabilmek önemli.
Tarihten ders almak önemli. Risklerin neler olduğunu iyi anlamak ve şimdiden
önlem almak önemli.
Kalite yönetim sistemiyle
ilgilenenler bilirler. Önleyici faaliyetlerinizin risk temelli yapılması önemli.
Risk temelli kalite yönetiminde risk analizi yapılması şarttır. Bu da oldukça
zorlayıcıdır. Oturup herşeyin değerlendirilmesi gerekir. Doğru yapılabilmesi, bütünsel
bakış yaklaşımıyla ve çocuklarımıza rahat ve özgür bir gelecek sağlamak isteği
ile mümkündür.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.