Hepimizin günlük işleri
var. Evlerinde kalıp ev işleri yapanlar… Okullarına giden öğrenciler…
Fabrikalarına giden mühendisler, işçiler… Özel iş yerlerine giden çeşitli meslek sahipleri… Okullarına giden
öğretmenler, akademisyenler…
Hepimiz çeşitli binalarda
bulunuruz. Ortak kullandıklarımız arasında yollar vardır. Kimimiz
arabasındadır, kimimiz toplu taşıma araçlarındadır. Kimimiz de yayayızdır.
Şu anda yolların, özellikle
Denizli’deki yolların durumu bizlere saygı duyulduğunu gösteriyor mu? Ki bu
durum neredeyse birkaç yıldır sürmekte…
Hepimiz gün içerisinde
alışveriş yaparız. Büyük alışveriş merkezlerinde ortak kullandığımız yerlerden
birisi tuvaletlerdir. Özelllikle Forum Çamlık’ta tuvaletlerin durumu hayretler
içinde bırakıyor insanı. Kullananlardan kaynaklanıyorsa, ki %80 kaynaklansa da,
yönetim sorumludur. Diğer konu da ortamın sıcaklığı. Ne Forum Çamlık’ta ne de
Teras Park’ta ayarlanamayan bir durum. Bu alışveriş merkezlerinde bulunduktan
sonra hemen evinize gidip duş almak zorundasınız. İnsanların birbirine, topluma
saygı derecesinin sorgulanması gerekmiyor mu?
Günün sonunda evlerimize
döneriz. Ortak yaptığımız en önemli faaliyet birlikte akşam yemeği yemektir.
Ancak yemekten önce ve sonra yine ortak uygulama
televizyon izlemektir. Doğal olarak haber kanallarını da izleriz. Haberlerde ve
siyasilerin konuşmalarındaki dürüstlük derecesi nedir? Farkedilmemesine olanak
yok.
Haberleri izlerken kaç
kişinin sinirleri sağlam kalıyor? Bence sağlam kalanlar çok az sayıdadır. Tabii
ki sorgulayıcı kapasitesi olanlardan bahsediyorum. Sorgulayıcı kapasitesi
olanlar ve hiçbir şeye körü kürüne inanmayanları işaret ediyorum.
Peki körü körüne inananlar
yanında kendi bir iki yıllık hatta bir mevsimlik çıkarlarını düşünenlere ne
demeli?
Asıl dikkatimi çeken konu
da inançlı insanlar neden bazı konuları anlayamıyorlar? İnançlı insanlar vicdan
sahibi insanlardır.
İslamiyetin dürüstlük özelliklerini neden dikkate almıyorlar?
Herşeyin başı dürüstlük
dolayısıyla ahlâklı davranmaktır. Dürüst olmayan insanda inanç olamaz. Dürüst
olmayan insan başkalarına saygı duyamaz. Hatta kendisine de saygı duyamaz.
Kuran’da dürüstlük ile
ilgili deyişler taradım. http://www.kuranmeali.org/;
Yaşar Nuri Öztürk ve http://www.hakveadalet.com/kuranda-durustluk).
“Dürüstlük ahlaktır; dinin özüdür. Eğer dürüstlük yok ise din; estetik
şekiller, kalıplar ve seslerden öteye geçmez.” 4/Nisa-135
“En yakının bile olsa adam kayırma, şahitliğini dürüstçe yap.” (4/NİSA-135)
“En düşmanın bile olsa, asla haksızlık yapma.” (5/MÂİDE-8)
“Dürüstlük ilkeseldir, inançla ilgilidir.” (41/FUSSİLET-6)
“Gerçek (içdisiplin-özdenetim-otokontrol)
dürüstlükten geçer.” (39/ZUMER-33)
“Dürüstlük, yalnızca lafla değil onu destekleyen eylemlerle gerçekleşir.”
(2/BAKARA- 177)
“Her türlü dinsel istismarcıdan soyutlanmış tanrısal temel kaynak
kitaplar(Kur’an, Tevrat ve İncîl); kaliteyi, en ideali ve erdemli yaşamı ilke
edinir.”
Kalite kültürü var ise
kişinin sözüyle icraatı arasında fark yoktur. Dolayısıyla tutarlıdır ve
dürüsttür. Ahlâk kurallarını uygulamaktadır.
Kalite kültürü var ise
yaptım dediği uygulamayı kanıtlarıyla sunar. Bu kayıtlar şunları kapsar:
“planlarını neye dayanarak yaptığını gösteren kayıtları; uygulamalarını planla
dayalı yaptığını gösteren faaliyetlerini; hedeflere ulaşma durumunu kanıtlayan
kontrolleri; bunlara dayalı olarak sunduğu kalite güvencesini; bu gerçek
verilerden çıkarttığı derslere göre tekrar plan yaparak sürekli iyileştirmeyi
nasıl yaptını kanıtlayan kayıtları.
Tüm bu uygulamalarda
bütçesini de açık olarak sunar. Hesap verebilirdir. Korkusu yoktur.
Yönetim bilimi açıklıyor,
Dini Kitabımız vurguluyor.
Yaşadıklarımıza bakılınca
“Ne oluyoruz? Diye sormamak mümkün mü?
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.