Beklentilerin karşılanması
kalite uygulamalarının temel amacıdır.
Müşteri beklentileri diye
tanımlanınca bazı kişiler bunun sadece parayla ilişkili olduğunu düşünür. Bu
düşünce hakim olunca başından olumsuz başlanıyor. Bu durum kanayan yara olarak
sürmekte…
Aslında şu şekilde
bakılmalı: İnsan bir hizmet veya ürün aldığından bir değer kazanır. Hizmeti
verenin veya ürünü satanında değer kazanması gerekir. Ticarette, bu değer
paradır. Ürünü satanlar ya da hizmeti verenler bu şekilde işlerini yürütürler
ve daha daha da değer kazandıracak ürün ve
hizmet üretebilirler.
Sosyal yaşamda da ise kazanılan
değerler saygı ve sevgidir. Mutluluktur.
Sevgi çok gerekli olsa da
insanlar birbirlerini sevmek zorunda değildirler. Ancak saygı vazgeçilmez bir
değerdir. Saygı yoksa, o toplulukta uygunsuzluklar çok yaşanır.
Dolayısıyla o toplumda
denge de bozulur.
Saygı ve denge etkileşimli
iki sözcüktür.
Masanın ayaklarından birisinin
kısa olması o masanın dengesini bozar.
Üç ayaklı sac ayağının bir
ayağı kısa ise o sac ayağı devrilir.
Bunlar dengenin somut
kavramlarıdır.
Denge sözcüğünün saygı ile
etkileşimli olan soyut anlamı ise topluluğu oluşturan insanların mutluluk dereceleridir. Mutlu olmayan topluluklarda insanlar arasında sürekli
kargaşa yaşanır. Dolayısıyla o toplulukta dengeden bahsedilemez.
Topluluk; aile, okul, iş
yeri, ulus, ve dünya halkı olabilir. Bir
topluluk için geçerli olan durum diğeri için de geçerlidir. Bu toplulukları
oluşturan insanların sayıları ve birbirleriyle iletişimleri farklılık gösterir.
Saygı olmayan yerde
ayrımcılık vardır. Ailede çocuklar arasında ayrım yapılıyorsa o ailede, saygı
ve sevgi varlığından bahsedilemez, dolayısıyla denge de yoktur. Okulda
öğrenciler; iş yerinde çalışanlar; ülkede vatandaşlar, dünyada uluslar arasında
saygı yoksa o topluluklarda denge de yoktur.
Denge nasıl bozulur? Her insan kendisine özgündür. Çıkarları
için taraf tutarak bir yerlere gelmeye alışan insanlar kolay yolu seçerler. Örneğin,
bilgi ve yetkinliğe dayanmayan atamalar ve yükseltilmeler varsa, o toplulukta
taraf tutarak bir yerlere gelmek isteyenlerin sayısı çoğalır. Bu şekilde
bozulan denge o toplumun ilerlemesini de tehlikeye sokar.
Haklar insanlara dengeli sağlanmazsa
toplulukta kaos oluşur. Örneğin, ülkemize gelmiş olan bazı mültecilere sağlanan
hakların Türkiye’de yaşayan diğer zor durumdaki kişilere de sağlanması gerekir.
Anlaşılması zor olan bazı olayları duyuyoruz. Bu konuda da dengeden bahsedilebilir
mi?
Sevginin yok olmakta
olduğunu gözlemliyoruz. Yaşadıklarımız bize saygının da kaybolmakta olduğunu
gösteriyor. Denge bozuluyor.
Bozulmakta olduğunu
gözlemlediğimiz dengenin sürdürülebilmesi için tek koşul, ülke boyutunda üç önemli kurumun birbirinden bağımsız olmasıdır.
Bunlar da yasama, yürütme
ve yargı kurumlarıdır.
Bunlar birbirlerinden
bağımsız olmazsa insanların kendi çıkarları için yapacaklarının önüne
geçilemez.
Dolayısıyla denge bozulur. Çocuklarımız
ve torunlarımızın geleceği için dengenin sağlanması ve sürdürülmesi gerekiyor.
İyi bir hafta dileklerimle,
Sevgi ve Saygıyla kalın.