26 Mart 2025 Çarşamba

Değişim yönetimi ve bütünsel bakabilmek

Diler Aslan

01-05-2017
Bize yazmak için tıklayınız.
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki! Ayak uydurmak çok zorlayıcı. Ancak başa çıkılamayacak değil. Önemli olan değişime ayak uydurmanın yollarını bilmek, öğrenmek ve uygulamak ve bütünsel bakış açısını kazanabilmek. Ülkemiz yaklaşık 78 Milyon nüfusuyla ve olağanüstü genç potansiyeliyle zamana ayak uydurmakta zorluk yaşıyor. Her türlü yüksek teknoloji ürününü kullanabiliyoruz. Neden böyle bir sonuca varıyorsunuz? Sorusu akla gelebilir. İşte kritik nokta burada… İleri teknoloji üreticileri olan ülkelerdeki şirketler satış yaparak yaşamlarını sürdürürler. Türkiye bu anlamda onlar için büyük pazardır. Bu durum ülkemizde ileri teknoloji üretimi için bir risktir. Ancak anlaşılamadığı gözleniyor.  Örneğin, bu durum anlaşılmadığı için ülkemizde sağlık alanında kullanılan tıbbi cihazların %90’ı yurt dışı kaynaklıdır. Mevcut durum analizi yaygınlaşmaya başladığından itibaren Türkiye’de tıbbi cihaz üretimi ve sektörü durumu için toplantılar yapılıyor. Çok sayıda kurum ve kuruluşun, Başbakanlık ve Kalkınma Bakanlığı da dahil mevcut durum değerlendirmesi toplantılarının raporlarını okudum. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı-TTGV’nin tıbbi cihaz, biyoteknoloji ve inovasyon ile ilgili kitapları konuya ayrıntılı açıklık getiriyor. Bu toplantılara, hükümet kurumları, endüstri, eğitim kurumları, satış yapanlar, alanla ilgili çeşitli sivil toplum kuruluş temsilcileri, vb. hemen hemen her alandan kişiler çağrılmış. Çok güzel raporlar da var. Ülke olarak kuvvetli ve zayıf yönlerimiz, risk ve fırsatlarımız listelenmekte. Üzücü olan yönü şudur ki bu raporlar ne eğitim kurumları ne de hükümetin yetkili birimleri tarafından çok fazla bilinmiyor, bilinse de okunup plan yaparken bu raporlar dikkate alınmıyor. Bu raporlar aslında onlara gelecek için yol gösteriyor. Bilginin yayılma hızının saniyeden de kısa ve piyasaya sürülen ürünün yaşam süresinin 2 yıldan az olduğu zamanımızda konuları ele alma yöntemimizi değiştirmeliyiz. Ancak birçok kurum ve kuruluşta yönetim bilimi iyi anlaşılmadığından her şeyin bilimsel olarak yönetilmesi gerektiği de bilinmiyor. Değişim yönetimi, inovasyon yönetimi, kalite yönetimi, hastalık yönetimi, bilgi yönetimi, veri yönetimi, kişisel yönetim, vb. hemen her şeyin bilimsel yaklaşımla yönetilmesi gerektiğinin farkında dahi olunamadığı gözleniyor. Bu, ülkemizde yaygın bir durum. Böyle olunca da zamana göre yarışta hep kaybedilir. Üzücü olan durum da şudur: Bütünsel bakış açısı bulunmayan ve değişimi iyi yönetemeyen toplumlar sadece durum kurtarırlar. Durum kurtarıldığında da her şeyin çok güzel gittiğini düşünürler. Kendilerini de rahat hissederler. Maalesef ülkemizde böyle bir durum hakim… Yaşamakta olduğumuz bazı örnekler var: Geçenlerde önemli bir kuruluşun bir biriminin başkanının ISO 9001 Kalite Sistem Standardının Türk Standartları Enstitüsü (TSE)’den satın alınacağını bilmediği ortaya çıktı. Zamanımızda kalite sisteminin yapılandırılması neredeyse kaçınılmaz iken bu durum çok açık bir alan olarak ele alınmalı. Karar verici konumunda olan kişilerin de bilmemesi daha da vahim… Bu durum ülkemizde hem eğitim sisteminin hem de kişisel gelişim yönetiminin değerlendirilmesi gerektiğinin göstergesi olarak ele alınabilir. Değişimin yönetilmesi farkındalık, bilgi, yetenek ve yetkinlik gerektiriyor. Her zaman vurguladığım bir konu var. Denizli-Ankara arasında uçak ile doğrudan ulaşımın bulunmaması. Otobüs ile ulaşım il içindeki ulaşımlar hesaba katılmadan 6.5 - 7 saat sürüyorsa bir ilin ülkesinin başkentine uçak ile ulaşımının bulunmaması değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Denizli bu illerden birisidir. Denizli’den Ankara’ya uçak yolu ile doğrudan ulaşım yoktur. İlin karar vericilerinin özel arabaları ve şoförleri vardır. Onlar rahattır. Aynı zamanda ilin büyük bir üniversitesi vardır. Akademisyenler Bakanlıklara danışmanlık yapmak ve TÜBİTAK proje hakemlikleri, vb. için Ankara’ya davet edilirler. Ancak ulaşım sorunu onların toplantılardaki verimliliklerini etkilemektedir. İstanbul aktarmalı gittikleri zaman da harcama ve Ankara’daki toplantılara zamanında erişim sorunu yaşanmaktadır. Henüz ulaşım sorunu yaşanan bir ilde değişim yönetimi yapılıyor demek çok doğru olamaz gibi. Olaylara bütünsel bakış açısının varlığı konusu da tartışmalı gibi görünüyor. Örnekler artırılabilir. Zamanımızda değişimle başa çıkmak için tutum geliştirilemiyorsa, bütünsel bakıp, zinciri zayıflatan parça bilinemiyorsa gelecekte gelişmişler arasında yer alınamaz. Var olunabilse de lodosa tutulmuş bir vapur gibi olunur… İyi bir hafta dileklerimle, Saygı ve Sevgiyle kalın…   08.02.2016 DEHA20 Kalite Yönetimi Köşe Yazısı
YORUM YAZ
BU YAZI HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ
Diler Aslan - Diğer Yazıları
Bütün Diler Aslan Yazıları