Türkiye bir süredir yerli ilaç üretim tesisleriyle ilaç paketlemesi yapıyor. Türkiye’de eczanelerde satılan ilaçların yüzde 75’i fabrikalarda paketleniyor. İlaçların hammaddeleri Hindistan, Meksika, Brezilya gibi ülkelerden geliyor. Türkiye yerli ve milli kaynaklarını kullanarak ilaç üretemiyor. Hammaddesi yurtdışından getirilen ilaçlar Türkiye’de paketlenerek eczanelere satılıyor. Türkiye ilaç üretmek için yerli ve milli kaynaklara sahip zengin bir ülkeyken, AR-GE çalışması yaparak üretime geçemiyor. İlaçta dışa bağımlılığımız eczanelere de yansıyor. Eczaneler yabancı ilaç firmalarının sürekli zam talebinde bulunmasından dolayı ilaçlarda yokluk başlıyor. Bazı ilaç firmaları piyasaya sürdüğü 10 bin ilacın sayısını 5 bine düşürüyor. Az sayıda üretilen ilaçlardan dolayı hastalar ilaçlara ulaşamıyor. İlaçlara ulaşamayan hastalar büyük sorunlar yaşıyor.
Denizli Eczacılar Odası Başkanı Hasan Hazer’le ilaç sektörü ve eczacıların yaşadığı sorunlar üzerine yaptığımız röportajımız:
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
“Denizli Eczacılar Odasında 2006 yılından bu yana görev yapıyorum. Üç yıl önceki seçimlerde başkanlık görevi bana verildi. Denizli’de bulunan eczanelerimizin her türlü çalışması odamız tarafından yürütülüyor. Denizli’de 471 eczanemiz bulunuyor. Denizli merkezde bulunan eczane sayısı 335, ilçelerde bulunan eczane sayısı 136 tanedir.”
Eczacılık Fakültelerinden mezun olanların sayısı artıyor mu? İşsiz eczacı sayısı çok var mı?
“Eczacılık Fakültelerinde kontenjan sayısı küçültülüyor. Eczacılık Fakültelerinden mezun fazla eczacımız var. 2013 yılı sonrası mezun olan eczacılarımız, direkt eczane açamıyor. Önce yardımcı eczacı olarak çalışıyorlar. Bir eczaneden ruhsat devriyle eczane açabiliyorlar. Ulusal basında da çok yer buldu. Eczacılık Fakültelerinde kontenjan azaltılmalıdır diye. Türkiye’de 27 bin eczanemiz var. 64 tane Üniversitelerde eczacılık fakültesi var. Eczacılık Fakültelerinde daha çok bilimsel eğitimden yanayız. Eczacılar Odaları Birliği; Sağlık Bakanlığına ve Cumhurbaşkanlığına bu sorunları iletti. Eczacılık Fakültelerinde kontenjanlar sınırlanmaya gidiyor. Eczacılık Fakültesi okumak isteyen gençlerimiz, başka bölümlere yönelsin. Eczane sayısı çok fazla, yeni mezun eczacılar işsiz kalabilir. Bundan 5 yıl sonra istihdam sorunu yaşanacak. Yeni yasa çıkabilir, yeni mezun eczacı eczane açamayabilir. Eğitim kalitesi düşük eczacılık fakülteleri var, bu fakültelerden mezun olanlarda bazı etik problemler meydana çıkabilir. Bundan çok değil 5 yıl sonra ortalık işsiz eczacı dolu olacak. ”
Denizli’de bilinçsiz ilaç tüketimi var mı?
“Bu eğitimle alakalı bir konu. İlkokula başlayan öğrencilerimizden itibaren bilinçli ilaç tüketimi öğretilmeli. ‘İlaçla zehir arasındaki fark nedir?’, ‘Tavsiyeyle ilaç kullanımı nedir?’, ‘İlaç bağımlılığı nedir?’ bu konularda ilkokul çağında öğrencilerimize eğitim vermeliyiz.
Denizli Eczacılar Odasının projeleri var mı?
“Denizli Eczacılar Odasının sosyal sorumluluk projeleri var. İlköğretim okullarında genç öğrencilerimize bilinçli ilaç kullanımıyla ilgili sunumlar yapıyoruz. Bu projemizi Denizli’de yaygın hale getireceğiz. Denizli’nin çevre mahallelerine gitmeye başladık. Yeniköy Mahallesi, Karakova Mahallesi, Mollaahmet Mahallesinde seminerler verdik. Bütün Denizli’mizin ilçelerine gideceğiz. Denizli’de Eczacılar Odasına kayıtlı 600’ün üzerinde üyemiz var. Bütün üyelerimiz sosyal sorumluluk projesine katılmak istiyor. Bütün okullarımızda bu projemizi anlatacağız. Geleceğimiz gözbebeğimiz çocuklarımız bilinçsiz ilaç kullanımı hakkında bilgi sahibi olmalı.”
İlaç imhası nasıl yapılıyor? Çöpe atılan ilaçlar, doğaya ve canlılara zarar veriyor mu?
“İlaç imhasıyla ilgili eğitimler var. Denizli’de ilaç imhasıyla ilgili bir konferans düzenledik. Denizli bilinçlendi, çöpe atılan ilaç sayısı azaldı. Bundan 10 yıl önce çöpe çok ilaç atılırdı. Halkımız biraz bilinçlendi. Bundan 4 yıl önce Merkezefendi Belediye Başkanımız Şeniz hanımla protokol imzaladık. Belirli aralıklarla Merkezefendi ilçesinde 50 tane atık ilaç kutusu var. Halkın yoğun yaşadığı mahallelere göre planlama yaptık. Vatandaşlarımız; kullanmadığı, son kullanma tarihi geçmiş ilaçları eczacımıza teslim ediyor. Atık ilaç kutuları dolunca bunu Merkezefendi belediye ekipleri topluyor. Toplanan ilaçlar imha ediliyor. Bu ilaçlar doğaya atılmıyor. Direkt doğaya, toprağa atılsa doğa kirlenebilir. Önce fiziksel imha ediyoruz, sonra ayrıştırma yapılıyor. Çevreye zarar vermeden imha ediliyor. Çöpe ilaç atmak tehlikelidir. Çöpe atılan ilaçlar, toprağa zarar verir. Besi hayvanlarına zarar verir. Akarsularımıza, barajlarımıza karışmamalıdır. Merkezefendi Belediyemizin desteğiyle güzel bir iş yaptık.”
Türkiye kendi ilacını kendisi üretiyor mu? İlaçlar yurtdışından mı getiriliyor?
“Türkiye yaklaşık 4 yıldır enflasyon problemi yaşıyor. Vatandaşlarımıza tedavileri için satışını sunduğumuz ilaçlarımızın çoğu yerli olsa bile, çoğu yabancı menşelidir. Piyasadaki ilaçların yüzde 75’i Türkiye’deki fabrikalarda üretiliyor ama hammadde Hindistan, Meksika ve İspanya gibi ülkelerden geliyor. Türkiye ilaç üretiminde dışa bağımlıdır. Dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız. Türkiye ilaç üretimi için yeterli kaynaklara fazlasıyla sahibiz. Türkiye’de ilaç üretebiliriz. Yeni formül keşfederek, ilaç üretebilecek, bilimsel çalışma yapabilecek insan gücüne sahiptir. Biyologlar, doktorlar, mühendisleri içine kattığımızda yüzde yüz milli üretim. Bu olay eczacılık fakültesi sayısını arttırarak olmaz. Bilimsel, akredite olmuş fakülteler aracılığıyla olur. Bazı uluslararası ilaç şirketleri var ki birçok ülkelerin gayri safi milli hasılasını aşacak kadar para kazanıyor.”
İlaçta dışa bağımlı olmamızın eczanelere yansıması nasıl oluyor?
“İlaç üretiminde dışa bağımlı olmamız eczanelerimize de yansıyor. Yabancı ilaç şirketlerinde yüzde 25’lik bölüm kar amacı güttüğü için birçok şeyde zam talebinde bulunuyor. Zam talebi olunca, sahaya şöyle yansıyor. Piyasaya 10 bin tane ilaç sürülüyorken, firma 5 bine düşürüyor. İthal ilaçlarda ilaç yoklukları başlıyor. Eczacının kazanacağı para yurtdışına gidiyor. İlacın satış fiyatı Sağlık Bakanlığı tarafından belirleniyor. İlaç fiyatlarının güncellenmesi konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Asgari ücrete zam geliyor, elektik faturasına zam geliyor, dükkan kiralarına zam geliyor. Eczanenin sabit giderleri zamlanıyor. İlaç fiyatları güncellenmiyor. İlaçlar Türkiye’de ucuza satılıyor. Birçok ülkeye göre ilaçlar ucuza satılıyor. Fakat, ilacın bulunabilirliği açısından bir handikap oluşturuyor. Bu dengeyi sağlayacak olanda Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığıdır. İlaç fiyat güncellemesi ne zaman yapılacak, kamuya yükü ne olur bunu planlamaları lazım. Biz eczacılar olarak ilacın bulunabilir olmasını istiyoruz.”
Piyasada olmayan ve bulunamayan ilaçlar var mı? İlaç bulunamamasının sebepleri nelerdir?
“Yüksek tansiyon ilaçları ve şeker ilaçlarının bir kısmı piyasada bulunamıyor. İleri teknoloji kullanılarak üretilen ilaçların bir kısmı epilepsi ilaçları, üretimi zor olan ilaçlar da sıkıntı yaşıyoruz. Üretimi zor olan ilaçların üretimi konusunda dışa bağımlıyız. Eczacılar 4 yıldır bu ilaçlar konusunda problem yaşıyor. İlaçları uluslararası boyuta ulaşmış şirketler üretiyor. Bazı ilaç firmalarının dünyanın her ülkesinde üretim tesisi var. Bir ilaç molekülü keşfedildiğinde, diğer ilaç şirketleri bunu 5 yıl boyunca üretemiyor. Koruma kalkanı 5 yıl sonra kalkınca diğer şirketler üretim yapabiliyor. Araştırma ve geliştirme çalışmaları çok önemli. Yerli üreticimizde araştırma-geliştirmeye çok büyük fonlar ayırmalı. Türkiye şartlarında ilaç araştırma-geliştirmesi yapmak mümkün değil. İlaç üretimi için maddi kaynak, ve profesyonel koordinasyon gereklidir.”
Denizli’de vatandaşlardan ilaç bulamıyoruz, eczacıdan kaynaklı şikayet alıyor musunuz?
“Yönetim kurulumuzun görevi şikayetleri değerlendirmektir. Eczaneler, nöbetlerde stresli ortamlardır. Eczaneye gelen vatandaşımız bir şekilde yaralıdır. Hastamız ruhen yaralıdır, çocuğu hastadır, babası hastadır. Eczacılık bu anlamda problemler yaşıyor. Eczaneleri şikayet edenler oluyor. Duygusal davranarak şikayet eden hastalarımız oluyor. Eczacı, ‘şu ilacın yerine başka ilaç verdi’ diye şikayette bulunuluyor. Bunu biz açıklıyoruz. Cimer ve Denizli Eczacılar Odasına gelen şikayetleri değerlendiriyoruz. Hastamızla iletişim kuruyoruz. İlaç yoklukları başladığında, Sağlık Müdürlüğündeki eczacılarımızla beraber koordineli bir dijital iletişim ağı kurduk. Vatandaşımız whatsapp gurubundan bize başvuruyor. Vatandaşımız ilaç bulamayıp, eczaneleri dolaşmasın diye hastayı eczacımız bilgilendiriyor. Bu ilaç piyasada yoksa hasta bilgilendiriliyor. Vatandaşımızı yormak istemiyoruz. Piyasada sınırlı sayıda bazı ilaçlar olabiliyor. Hastalarımıza para kazanmak gözüyle bakmıyoruz. Eczacıda önce insan sevgisi olur.”
Denizli’de eczanelerin şikayeti oluyor mu?
“Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilişkilerde sorunlar çıkabiliyor. İlacın yüzde 97’si devlet tarafından satın alınıyor. Sosyal Güvenlik Kurumuyla bizim protokolümüz var. Belli yıl aralıklarla bu revize edilir. SGK protokolünde diyor ki; şu ilaç doktor raporunda şöyle yazılır. Böyle uygulanır diye bilgiler yazılıdır. İlacın ödenme koşulları yazılıdır. Bu konu ile ilgili yaşanan problemlerle alakalı üyelerimiz yönetim kuruluna bildirir. Eczacılar Odası SGK ile irtibatta kalıp vatandaşın mağdur olmaması ve ilacı fatura eden eczacının mağdur olmaması için çözmeye çalışırız. Eczacılarımız böyle şikayette bulunur.”
Burak COŞKUN