Kayyum bugün iktidarın göbek adı haline geldiğini belirten Arslan, “Cumhuriyet’e baskın yapan, TV yayınlarına sansür koyan, üniversitede seçimi kaldıran, avukatıyla görüşen tutuklu kişiyi savcıya dinletenler gösterdi ki, darbeciler içeride ama fikirleri iktidardadır. ‘400 vekil verin, sulh içinde bu iş çözülsün’ diyenler, bugün milleti Başbakanın ağzından “Başkanlık gelmezse ülke bölünebilir” diye tehdit ediyor, muhalif basının kapısına kilit vurmaya kalkıyor. Aslında Başkanlık gelirse ülke bölünür. Bölünme noktasına getiren de bu iktidardır. Açıkça görüldü ki Türkiye, ülkede adaleti, can ve mal güvenliğini, iş ve yaşam hakkını çökertenlerin tehditleriyle, baskınlarıyla düzlüğe çıkamaz” dedi. Arslan, “7 Haziran’da seçim sonucunu beğenmeyip Meclis’e erken seçim darbesi yapanlar, demokrasi yoluyla gelmiş olan rektörleri tanımadı. Rektör seçimini iptal edip atama usulünü 18 Ağustos’ta bir gece yarısı önergesiyle getirmeye kalktılar, direndik. Şimdi kanunla yapamadıkları darbeyi KHK ile yaptılar. Her şeyi tek kişiye bağlayarak bu ülkeyi yönetemezsiniz. Kaldı ki bu kişi sürekli hata yapan ve ağır kusurları olan bir Cumhurbaşkanıdır. O Cumhurbaşkanı ki, çıkıp ‘bizi aldattılar ve kandırdılar’ deyip, Allah\'tan ve milletten af dileyendir. Devlet, darbe bahanesiyle Meclisi fiilen yok sayan, demokrasiyi çökerten, Başkanlık uğruna ekonomiyi, özgürlükleri uçuruma sürükleyen bir partinin elinde açıkça faşizme götürülmektedir. ‘Cumhuriyet’in yönetimini ve yazarlarını FETÖ ve PKK terörüyle bağlantılı sayma iddiası tam bir safsatadır. Bu yaşananlar ancak Musa Kart’ın çizeceği yeni karikatürün konusu olur. ‘Cumhuriyet’ gibi asırlık gazeteleri, faili meçhullere yazarlarını kurban vermiş bir mücadele organını darbe ve terörle anma gafleti, Başkanlık uğruna söylenebilecek yalanların ve çarpıtmanın kara bir mizahıdır. Türkiye’nin karamizahla ve yalana dolana dayalı bir Başkanlık reklamıyla yönetilmesine, ülkemizin uçurumun eşiğine getirilmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.