“Aile Hekimliği sistemi iflas etmek üzere”

1 Kasım’da  yürürlüğe giren yönetmenliğe karşı tepki veren Aile hekimlerinin eylemi sürüyor.  Denizli Sağlık Platformu, aile hekimliği sistemi tamamen iflas etmek üzere olduğunu vurguladı.  

06-01-2025 19:08:35
Dernek Sendika ve odalar adına oluşturulan Denizli Sağlık Platformu, aile hekimlerinin yaptıkları eylemlerinin amacı ve yaşadıkları sıkıntıları tek tek dile getiren Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç iş bırakma eylemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Denizli Gazeteciler Cemiyetinde gerçekleşen toplantıda, platform adına açıklamayı  Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç yaptı. Ardıç, “Aile Hekimliklerinde, 8 Ocak’ta da bütün devlet ve üniversite hastanelerinde iş bırakma kararı almıştır” dedi.
Yeni Sağlık Bakanı’nın kişisel inisiyatifi ile yürürlüğe giren yönetmeliğe karşı tepkilerini iş bırakma eylemleriyle gösterdiklerini belirten Ardıç, “Kasım ve Aralık aylarında günlerce iş bırakarak göstermiştik. Arka arkaya gelen olaylar haklılığımızı ortaya koymuştur. Yönetmeliğin vereceği zarar o kadar belirgindi ki, Aile hekimlerinin sözleşme imzalamayacağından korkan bakanlık sistem üzerinde oynayarak aralık ayında kendi koyduğu kuralları uygulamamıştır. Fakat hukuki durum sürdürülemez düzeydedir. Sağlık çalışanlarına 3-5 kuruş fazla ödeme yaparak bizleri ve toplumu kandırabileceklerini sanmaktadırlar. Sorun, sadece sağlık çalışanlarının hakkettikleri ücretti alması değildir. Aile Hekimliği sistemi tamamen iflas etmek üzeredir. Geçim kaygısına düşen geniş kesimlerin Aile Hekimliği Sistemi’ndeki sorunlarla nasıl olsa ilgilenmeyeceği düşünerek sorunlar halının altına süpürülmektedir.
Tam Yüzde 11 Artış
Türkiye’de Aile Hekimliği sistemi masraflar için devletin cari ödenek verdiği bir tür yarı özel taşeron sistemi olduğunu belirten Ardıç, Devlet sözleşme imzalayan hekime, çalışacağı yeri bulması, harcamalarını kendi yapması, yanında çalıştıracağı kişileri işe alması yani Aile Hekimliği Merkezini kurup yönetmesi yükümlülüğünü verir. Enflasyonun yüzde 63 olduğu 2023 yılında, 2024 için bu ödeneğe memur maaşları ile birlikte ikiye bölünerek yaklaşık yüzde 26 artış uygulanmıştı. Yalan enflasyonun bile yüzde 44 olduğu 2024’den 2025’e girerken, Asgari ücretin yüzde 30, Doğalgazın yüzde 34, elektriğin yüzde 38 arttığı,  kira artışlarının ne olacağı bilinmediği, birçok mülk sahibinin yüzde 100 artış istediği bir ortamda, Kendi bütçesinde yeniden değerleme oranını bile %43 yapan devletimiz bu cari ödeneği tam yüzde 11 artırmış. Doğru dürüst maaş ödeyemediği için sağlık çalışanlarını fakirleştirmesinden bahsetmiyoruz, daha beteri kendi görevi olan temel sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kaynağı ayırmayarak buraların kapanmasının yolunu açmasını söylüyoruz” diye ifade etti.
Aile Hekimlerinin yükü ağırlaştı
Sağlık sistemini yönetenlerin mantığı düzgün çalışmamakta olduğunu belirten Ardıç,  “Ne bekliyorlar merkezlerin masraflarını çalışanlar kendi ceplerinden mi ödesinler yada şehrin dışına daha ucuz bölgelere mi taşınsınlar, doğalgaz elektrik, su harcamasınlar,  temizlik personeli çalıştırmasınlar, bakım onarım yapmasınlar mı?
Aile hekimleri için çıkarılan yönetmelik sağlık sisteminin yapısal sorunlarını Aile Hekimlerinin sırtına yükleyerek Aile Hekimliği sistemini bir çıkmaza sürüklemeye adaydır demiştik, bütçe ile ortaya çıkan cari ödenek krizi bir anda aile hekimliği sistemini iflas noktasına taşımıştır.
Bu davranış şekli sadece aile hekimliği için geçerli değildir. Devlet hastanelerinde, üniversitelerde sorunlar dağ gibi yığılmıştır. Sağlık bakanlığı için hastalar sadece doktorun yüzünü görüp reçetesini alsın yeterlidir. Sistem aksıyormuş, hastalarla doktorlar arasında güven ilişkisi kurulamıyormuş, kaliteli sağlık hizmeti verilemiyormuş, kişilerin cebinden yaptığı sağlık harcamaları yükseliyormuş, şiddet artıyormuş umurunda değildir.
Sağlık Sistemdeki Büyük Sorunlar
Her gün şiddet tehdidi altında çalıştıklarını vurgulayan Ardıç. “Parça parça her ay belirsiz bir gelire mahkûm ediliyoruz. Emeklilik haklarımız bizi ölene kadar çalışmaya zorluyor. Her gün insan haklarına aykırı bir iş yüküyle boğuşuyoruz. Hastalarımıza 5 dakika ayırmak zorunda bırakılıyoruz. Zorla Sağlık hizmetinin doğasına aykırı bir şekilde vardiyalı çalışmaya zorlanıyoruz. Geçici görevlendirmelerle oradan oraya savruluyoruz. İlk güçlü depremde yıkılacak binalarda hastalarımızla beraber ölümü bekliyoruz. Yöneticilerinin nobran tavırları nedeniyle işyerlerimizde huzur kalmadı. Üniversiteler sürekli bir borç yükü altında eziyorlar.  Tıp Doktoru, Öğretim Üyelerinin özlük hakları yetiştirdikleri öğrencilerin gerisinde, Tıp eğitiminin kalitesiyle ilgili hiçbir kaygıları yok. Uzmanlık eğitimini içinden çıkılmaz hale geldi. Ülkemizin en başarılı öğrencilerinin iyi eğitim alma haklarını ellerinden aldılar. Birileri kalitesiz bol miktarda doktor yetiştirilsin diye elinden geleni yapıyor. Bu yüzden sağlık örgütleri merkez yönetimleri Ankara’da yapılan toplantıda 6-10 Ocak tarihleri arasında Aile Hekimliklerinde, 8 Ocak’ta da bütün devlet ve üniversite hastanelerinde iş bırakma kararı almıştır” ifadelerine yer verdi.
YORUM YAZ
BU HABER HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ - 1-0 galip geldi