\'Diktatör
kadroların ortak bir özelliği vardır… Kendi suçlarını ve hatalarını sürekli
kendilerini uyaranlara, ülke için kaygılananların üzerine atarak temize
çıkacaklarını sanırlar. Görünen o ki, Hitler’in kadrosunun yazıp sahnelediği
algı oyunlarını neredeyse 80 yıl sonra AKP Genel Sekreteri Abdülhamit Gül
yeniden oynamaya kalkmış, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na “Milli
Güvenlik Sorunu” diyebilecek kadar ileriye gitmiştir. Bunu diyebilecek bir
şahsın, ülkede güvenliği sağlamış, “milli” olan kurumları yabancılara yok
pahasına terk etmemiş olması, milliyetçiliği kısır oy hesapları uğruna ayaklar
altına almaması gerekir.
Abdülhamit Gül, bu sözleriyle yakın zamanda siyasi iktidarın sergileyeceği
tehlikeli siyasi ajandayı açığa vurmuştur. İftira dolu belge ve sözlerle
anamuhalefetin sesini kısmaya, liderini ve kadrolarını tutuklatmaya gidebilecek
bu karanlık OHAL sürecine karşı tüm vatandaşlarımız bir ve beraber olmalıdır.
Biz bu senaryoyu Tahkikat Komisyonu süreciyle 1950’lerin sonunda yaşadık.
CHP’nin sözü ve malvarlığı elinden hukuksuzca alınmak istendi, sonuna dek
direndik ve kazandık. Benzer bir senaryo bu defa çok daha ağır bir dikta
ikliminde vücut buluyor. Darbeye karşı duran milletimizle beraber, artık
kendisi başlı başına bir milli güvenlik sorunu halini almış bu iktidarı
seçimlerle koltuğundan indirmek milli bir görev halini almıştır. Çünkü ortada
sorun çözen değil, bizzat sorun yaratan bir iktidar vardır. Şöyle 14 senedir
yaşadıklarımıza bir bakar mısınız? Her şey sorun olmuş, ülkemiz yaşanacak ve
güvenilecek bir ülke konumundan çıkmıştır.
Abdülhamit Gül
hiç unutmasın;
Onun da
yöneticiliğini yaptığı kadrolar, şimdiye kadar FETÖ’nün yan şubesi gibi
çalışmadı mı? Devleti resmen terör örgütüne teslim eden CHP İl Başkanları
mıydı, CHP\'nin Genel Başkanı mıydı?
PKK ve o çok eleştirdikleri HDP ile gizli Dolmabahçe ve Oslo görüşmeleri yapan
ilçe başkanlarımız mıydı? Sınır güvenliğini hiçe sayarcasına, milli güvenliği
yok edercesine muhalif örgütlerle silah pazarlığına girişilmedi mi? Abdülhamit
Gül, IŞİD’lilere “yaramaz çocuklar” diyen genel başkanlarının sözünün üstüne
tek kelime edebildi mi? O Abdülhamit Gül, partisinin FETÖ siciline bakmadan boşa
konuşuyor, boşa çene yoruyor. Abdulhamit\'e bu açıklamasından bir ekmek çıkmaz.
Hesabını ona göre yapsın ve ona göre konuşsun.
CHP Genel
Başkanına dil uzatmak onun haddi değildir. Liyakati yok eden, hala tarikatlara
dayalı bir yönetme anlayışını sürdüren, Cumhuriyetin kazanımlarını ve
faziletini bir kenara iten, yurta barışı ve dünyada barışı bozanlar ortadayken,
yanlış siyasi hamleler yüzünden ordu ve diplomasi koridorlarında Ege’de 17
adayı kaybederken Abdülhamit Gül’ün milli güvenlik anlayışı izne mi çıkmıştı?
Anlaşılan o ki,
AKP kadroları FETÖ’cülerden aldığı dersi uyguluyor. Ergenekon ve Balyoz
Davalarında olduğu gibi, kendisinden olmayan her kesime, her lidere terörist,
milli güvenlik sorunu diye yaklaşıyor.
Abdülhamit Gül sabah ilk iş bir aynaya baksın, yüzleşme cesareti varsa orada
gerçeği görecektir. Aynada terörle pazarlık masalarında suçüstü yakalanan
partisini, Habur rezaletine yol kazası diyen kadrolarını, PKK\'ya uyguladığı
çadır mahkemeleri ile serbest bıraktığı dönemleri bu millet unutmadı.
Suriye’ye tırlar
dolusu silah gönderirken faka basan hükümetini bizler unutmadık. Abdülhamit Gül
aynada bugün attığı iftiralar kadar, FETÖ’ye geçmişte dizdiği övgüleri de
görecek.
İktidar kadrolarında yalan ve iftira yarışı başlamıştır. Kendi sicillerini en
çabuk inkar edenler, kendi kabahatlerini en hızlı biçimde muhalefet liderlerine
yansıtan kadrolar herhalde daha fazla koltukta kalacaklarını sanıyorlar.
Diktatörlüğün tüm alametleri iktidar kadrolarını sarmıştır. Ülkeyi milli
güvenlik, terör ve ekonomik krize sokan bu zihniyetin arşivini açmaya, bugün
başımıza bela ettikleri IŞİD, PKK, FETÖ ile nasıl kol kola yürüdüklerini
yüzlerine vurmaya devam edeceğiz.
Önce bunların
hesabını versinler, sonra konuşsunlar. Devletin ve rejimin temelini bozanlar
önce kendilerine baksınlar, başkalarını suçlamasınlar.\'