18 Ağustos 2022 Perşembe

KAVRAMLAR, DEĞERLER, ONUR KONUĞU

22-01-2016 05:00:12
Dil, mâlum olduğu üzere kültürün canlı ve emin bir taşıyıcısıdır sevgili okurlarım. Ne var ki dil de toplumların onu kullanışına göre bir değer ifade eder. Kısacası kelimeleşmiş kavramlar toplumların niyetlerine göre değer kazanır. Toplumun niyetleri güzelse kavramlar dolayısıyla kelimeler de güzelleşir tam tersine toplumlarım niyetlerinde olumsuz sapmalar varsa kavramlar dolayısıyla kelimeler de güzellikten uzaklaşır; basitleşir, anlamsızlaşır, horlanır ve bir canlı varlığın sonu gibi ölür yok olur giderler. Konuyu örneklerle açıklamak istersek: Mareşal: Eski Roma’da seyis, at bakıcısı anlamını taşırken yirminci yüz yılda dünya ordularında en üst askerî bir rütbe konumuna yükselmiştir. Paşa: Osmanlıda çok makbul bir askerî bir rütbeyken resmiyette kaldırılmış fakat halk arasında yine de varlığını sürdürüp gelmiştir. Karı koca: Türk kültüründe binlerce hangi yaşta evlenirse evlensin, sadece evli çiftler için verilen sosyal bir unvan iken maalesef nikâh yönetmeliğinden çıkarılmış, nikâh kıyılınca gençler artık karı koca olarak değil evli olarak ilân edilir olmuştur. Halk arasında varlığını sürdüren karı koca kavramı hayatın içinde ne kadar daha yaşayabilir Allah bilir. Efendi: Kelime köken olarak Rumca efendos olmasına rağmen milletimiz bu kelimeyi çok sevmiş, bütün sevdiği büyükleri için kullanmaya başlamış öyle ki Hz. Muhammet’ten söz ederken bile Peygamber Efendimiz diye söz eder olmuş kelimeye bir yücelik kazandırmıştır. Sonradan resmiyette efendi kelimesinin kullanımı da kaldırılmıştır. Buna rağmen insanımız efendi kavramını çok sevdiği için sivil hayatta yaşatıp gelmiştir. Bu bağlamda kullandığımız kelimelerin ya da söz gruplarının kavram değerlerini bilirsek ve uygularsak bir değer ifade ettiğini söylemek istiyorum, yoksa kavramları kullanmak bize bir şey kazandırmamaktadır. Bilakis değerini bilmeden olur olmaz yerlerde kullanmak kendi elimizle değer kaybettirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Onur Konuğu: Sanatın hemen her dalında “Onur Konuğu” uygulamasına rastlarsınız. Eğer bir sanat etkinliğine bir kişi onur konuğu olarak davet ediliyor ve topluma öyle duyuruluyorsa onur konuğu olma gereğini yerine getirirsiniz. Şehir dışından davetliyse onur konuğu onun bütün her türlü ulaşım, konaklama ve ağırlama ortamlarını kişinin talebine göre hazırlarsınız. Şehir içinden de gelse ulaşım konusunu nezaketen teklif edersiniz. Etkinliği düzenleyen ev sahibinin yetkilisi etkinlik başlarken hoş geldiniz konuşmasında onur konuğuna da atıfta bulunur, onun değerini ifade eder. Onur konuğunu toplumla imza günü, panel ya da konferans düzenleyerek onur konuğu olma keyfiyetiyle; bilgisiyle veya sanatçı kişiliği ile buluşturur sıcak bir sohbet ile onur konuğunun şahsında ifadesini bulan sanatın toplumca sevilmesine ortam hazırlarsınız. Sahnede sanat etkinliğinde eğer iki bölümlü bir sanat icrası varsa öncelikle ev sahibi olan sanat grubu sanatını icra eder, konserlerde olduğu gibi, ikinci bölümde ya da sonda Onur Konuğuna yer verilir. Eğer onur konuğu sanatçı ise sanat anlayışıyla ilgili konuşmasına zaman ayırmış olursunuz. Etkinlik eğer bir şiir dinletisi ise onur konuğu en başta değil, şiir okuyanlar şiirlerini tamamladıktan sonra en sonunda sahneye davet edilir. Etkinliğin ev sahibi yetkili kendisine sembolik olarak çiçek, vb bir şey takdim eder. Etkinliği onurlandırdığını belirten teşekkür sözleri söyler, sonrasında mikrofon yine onur konuğuna verilir onun da teşekküre ve onur konuğu olma keyfiyetine teşekkür etmesine fırsat verilmiş olur. Bir etkinlik düzenlenirken bunlar yerine getirilebilecekse onur konuğu davet edilir, bu değerler yaşatılamayacaksa davet edilmez. Sadece afişlere “Onur Konuğu” yazmakla kişi onur konuğu olmaz, hem davet edilen kişi etkinliğe dolgu malzemesi yapılmış hem de onur konuğu kavramının toplum nazarında değer kaybına sebep olunmuş olur. Sözü bir fıkrayla bağlayalım: Temel mehkemede duruşmadadır. Hakim sorar “Adın nedir? Temel: “Temel, haçim beyyy yumuşak g (ğ) si yoktur!..” Hakim şaşırır tekrar Temel’e döner ve şöyle der: “Yumuşak g var mı diye sorduk mu?” der… Temel’in cevabı şöyle olur: “Sormadın da hani merak edersin diye söyledim haçim bey!..” dir. Bizim bu yazıyı da o fasıldan kabul ediniz değerli okurlarım… Lütfen!.. Muhabbetle…
YORUM YAZ
BU HABER HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ - 1-0 galip geldi