Yüzme havuzlarının temiz olup olmadığına üstten bakıldığını ileri süren Kimya Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Ömer Duysal, "Havuzların temiz olduğu ancak analizlerle belli olur. Herkes bulaşıcı hastalıklardan bahseder. Bizler havuz sağlığı dediğimiz anda dezenfeksiyondan bahsederiz. Ucuz olması nedeniyle, en yaygın klor kullanıyoruz. Klorun dönüşmesinin sağlığa tehlikesi olur. Havuz sularında bir çok kimyasal kullanıyorlar. Asit, baz düzenleyiciler gibi kimyasalları berrak olması için kullanırız. Bu kimyasallar iyi niyetle bize zarar vermeye başlıyor. Havuz suları klorla dezenfekte ediliyorsa ve yeteri kadar dezenfekte edilmiyorsa kloramin oluşur. Bu durum, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen diye bilinir" dedi.
"Yüzücüler mesleği bıraktıktan sonra astıma yakalanıyorlar"
Üstten bakıldığında zemini görmenin havuzun temiz olduğu anlamına gelmediğini aktaran r Duysal, klorların kanserojen maddeye dönüştüğünü ifade etti. Duysal, "Havuza mutlaka duş alarak girmek gerekiyor. Terli girildiğinde oradaki suyla amonyak birleşir. Yeterli dezenfeksiyon olmadığı zaman havuza girdiğinizde risk almış olursunuz. Havuzun içine bir sürü kimyasal madde atıyoruz. O havuz kimyasal çözeltinin içine giriyor. Havuza çocuklarımız giriyor ve sağlık problemleri ciddi boyut taşıyor. Havuzda klor kokusu varsa bu koku kanserojen klorun fazlalığından geliyor. Bunlara çok dikkat edilmeli. Havuzu denetleyen kişilerin kimyasalı doğru kullanması gerekir. Genelde site havuzlarına bakanlar bahçıvanlar. Sitede çocuklar var ve bahçıvan ne kadar faydalı olabilir. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki bazı yüzücüler mesleği bıraktıktan sonra astım hastalığına yakalanıyor" şeklinde konuştu.
İHA