1970 li yıllarda zina hem suç hem de boşanma nedeni idi. Sonradan suç kısmı ,kaldırıldı ; biliyorsunuz, günümüzde sadece boşanma sebebi. İşte o yıllarda iktidarın bir milletvekili karısının şikayeti üzerine Kızılay Gökdeleninde zina halinde basıldı. Dokunulmazlığı olduğu için adama dokunamadılar. Yakalandığında aynen şöyle demişti: -Bu komünistlerin tertibidir. İyi hatırlıyorum, bazı yayın organlarında yazarlar “ Şu komünistler bir tertip de bize yapsalar “ diye dalgalarını geçmişlerdi. Demokrasiyi içine sindirmiş ülkelerde böyle durumda ilk akla gelen, rezilliğin failinin istifa etmesidir. Biz de bunun tersi olur, adam bu rezilliğin ardından kahraman oldu ve ardından gelen parti ile bir kez daha milletvekili seçildi.. Öldüğünde gazete ilanlarını gördüm, neler şişirmişler neler… Hele bir tanesi “Hayırsever siyaset adamını kaybettik” yazıyordu, O anda aklımdan geçen “Karı sever siyaset adamı” sözü oldu. Sade bir yurttaş, bu durumda yakalanan ve büyük skandala sebep olan bir herifin (Bunlara adam değil, herif denir) istifa etmesini düşünebilir. O zaman bunları tanımama noktasındasınız demektir. Yerli politikada erdemli adamların yeri yoktur. Olanlar da yüzde iki seviyesinde azınlıktırlar. Yalnız şu tespiti burada yapmanın büyük yararı var. Seçmenin büyük kitlesi siyasette bilgili, kaliteli insanlara pek pirim vermiyor. Kültürlü kişileri cezalandırıyor. Birileri bu durumu çok yönlü araştırmalıdır. Sıradan ikinci, üçüncü sınıf insanların gündeminde, ne olursa olsun “İstifa” etmek gibi bir erdemi kullanma alışkanlığı yoktur. Yalnız son derece önemli bir noktayı hiç kimse gözden uzak tutmamalıdır.                    İnsanımızın çok önemli bir bölümünün “unutma” sorunu vardır. Politika vitrininde olanlar bunu sonuna kadar kullanırlar. Son derece başarısız olanları bile, seçmenlerin büyük bölümü fark etmez. Başarısız olan insanlar iki guruba ayrılırlar. Düşünüp hiçbir zaman yapmayanlar ve yapıp hiçbir zaman düşünmeyenler. Biraz dikkatli bakın, her ikisinden sayısız örnek yakalayacaksınız. Bizi her dönemde yönetenler gerçekten çok şanslı kişilerdir. Örneğin bunlar Japonya’da olsalar harakiri yaparlar ve oldukça isabetli karar vermiş olurlardı. Ülkenin Başşehri dahil bazı kentlerde sabotajlar, katliamlar yapılıyor. Demokrasi kültürü arızalı seçmen kesimi, korkudan veya bilinçsizlikten kimseden hesap sormuyor veya akıllarına gelmiyor. Arkadaş ! Bunların hiç mi sorumlusu yok? Bazı tedavilik süzme salakların dediği gibi “Bunlar bizim kaderimiz afyonunu mu yutacağız ?” İktidar kalkıyor ve diyor ki “paralel yapı 11 yılı aşkın süre içinde Türkiye’de yapılandı ve Silahlı Kuvvetler dahil, ülkeye büyük zarar verdi.” Bu söze kendi adıma ben de bin kere imza atarım. Ancak !!!! Sen 11 yıl uyuyup, ülkenin büyük bedeller ödemesine yol aşmışsan, onun kadar sen de sorumlusun. Bundan kurtulma şansın yoktur. Kaldı ki “ Ne istediler de vermedik” dediniz mi, demediniz mi?. Arkadaş kimin parasını veya malını kime veriyorsun?. Bu yetkinin kötüye kullanılması değil midir?. İstifa etmek aklınıza gelmiyor mu? Ülkenin en önemli sorunlarının başında olan terör belasını çözeceğim diye oy alıp, yüzlerce şehit vererek hiçbir sonuç almama da tek sorumlu bile yok mu?. Komşularla sıfır puanla dostluk kuracağız diye sallayıp, bırakın komşuları tüm dünya ile papaz olmak neyin nesi?. Uluslar arası ilişkilerde buna skandal derler, beceriksizlik derler, dünyadan habersizlik derler. Peki karşılığı istifa değil midir? Enflasyonun indirilememesinden tutun, milli gelirin azalmasına kadar geçen süreçlerde hiçbir sorumlu yok mudur?. Daha yüzlerce karşılığı olmayan sorun yumakları ortada dans ediyorlar. Biz de demokrasi, insan hakları, hukuk devleti sorunlarının tümü temelden arızalı. Ayrıca cici seçmen birinci sınıf insanları pas geçiyor. O kadar ki, art arda seçim kaybedenlerin bile sorumlularının istifa etmemelerini görmezlikten geliyor. İnşallah maşallahla bu işlerin gitmediğini kavrayıncaya kadar, değişen hiçbir şey olmayacaktır.