ATATÜRK’ÜN LAİKLİK ANLAYIŞI

29-04-2016 05:00:14
Atatürk; çevresindekilerin kişisel düşüncelerine, farklı davranışlarına hoşgörülü davranırdı. Ancak tek ödün vermediği konu laikliktir.   Sofya askeri ataşesi iken, birlikte görev yaptığı Fethi Okyar’a sevgi ve saygısı vardı. Fethi beyin bir parti kurmasını istedi. O da Serbest Cumhuriyet Fırkası (partisi) adıyla bir parti kurdu. Fethi Beye diyor ki : “Memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laiklik esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur. Laik Cumhuriyet esası dâhilinde fırkanızın her türlü siyasi faaliyetinin bir engelle karşılaşmayacağına güvenebilirsiniz.” Laiklik kısaca din ile devlet işlerinin ayrılması anlamına gelir. Devlet yaşamı din kurallarına değil, akıl ve bilime dayanır. Binlerce yıl önce konulmuş bulunan kuralların toplumun yönetiminde kullanılma zorunluluğu; laik cumhuriyette kaldırılmaktadır. Laik toplum düzeninde ayni inançtan kimseler, eşit koşullarla ayni kurallara uymak durumunda dırlar. Hiç kimseye dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanınmaz. LAİKLİK “DİN”in kendisinin değil, din adına baskı ve zorbalığın devre dışı bırakılmasıdır. Tarih, dinsel kökenli isyanlarla ve savaşlarla ya da kıyımlarla doludur. Atatürk, Kemalizm’in altı ilkesi içinde en çok laiklik konusunda duyarlıdır. Çünkü laiklik demokrasinin ön koşuludur. Laiklik olmadan düşünce özgürlüğü ,seçim olmaz. Laiklik milliyetçiliğin de ön koşuludur. Çünkü laiklik olmazsa, ulus kavramı yerine ümmet kavramı geçer. Laiklik devrimciliğin de ön koşuludur. Laiklik olmazsa, çağdışı kurumları değiştirme çabası söz konusu olmaz. Laiklik halkçılık ilkesinin de ön koşuludur. Laiklik olmazsa, halkın istekleri önem taşımaz. Laik olmayan bir toplumda halkın istekleri yerine, şeriat ileri gelenlerinin düşünceleri önem taşır. Atatürk’ün din ile ilgili düşünceleri açıktır: “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki, din Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfın din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete karşıyız ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir. Hangi şey ki, akla, mantığa, halkın menfaatine uygundur; biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı, mükemmel olmazdı, son din olmazdı.” Şu sözler de Atatürk’ündür : “Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi, fakat bina yüzyıllardır ihmal edilmiştir. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye lüzumu hissedilmemiştir. Aksine olarak yabancı unsur ve yorumlar, boş inançlar daha fazla hırpalamıştır.” İşte Atatürk bu görüşlerle, yasaların dine göre değil, toplumun gereksinimlerine göre yapılması gerektiğini vurguluyordu. Bütün bu nedenlerle Anayasamız ve yasalarımız; meclis başkanının ileri sürdüğü gibi değil, aksine laiklik ilkesine uygun olmalıdır.
YORUM YAZ
BU HABER HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR
Okur yorumları, kişilerin kendi görüşleridir. Bu yorumlardan sorumlu değildir.
YORUM YAZ - 1-0 galip geldi